İsmail Koyuncu: Büyük ikramiye bana çıktı ! diyerek facebook da biletin resmini yapıştırmış.. Adem Gemci ile paylaşma halindeler.. tabi Kemal Sunal filminde olduğu gibi İsmail’in akrabaları genişleyecek , üstelik en yakını ben olurum, üvey kardeşiz , kan kardeşiyiz.. birinci derecede yakını benim her halde bizi görecektir..

Üniversite de üç çocuk okutan kardeşini unutmaz, yiyenlerini unutmaz diyorum.. ama bu bizim İsmail Koyuncu, ne yapacağı belli olmaz, onun sağı solu belli olmaz.. siz siz olun yinede siz siz olun, koyunun beşinden koşarken tavuktan olmayın elinizdeki avucunuzdakine sahip olun.. çünkü öğrendik, bu Neşe ablamızın bir şakasıymış.. sevincimiz kısa sürdü..

Hayatın içinden güzel şeyler yazmak istiyorum.. neşeli olmak istiyorum ..

Japonya dan Veliddin Güney ağabey ile yeni yılın ilk Cumartesi günü biraz sohbet ettik.. Japonya kar bekliyormuş.. Yıl başı tatili yapmak istiyorlarmış.. Biz Japonyaya gidemedik ama onlar buyursunlar buraya gelsinler.. Yedikuyular da onları karla buluşturalım..

Kahramanmaraş’ta Kar bekliyor, yağmur bekliyor, barajlarda su kalmadı ama, Türkiye kar ve yağmur altında, Kahramanmaraş ise günlük güneşlik ve üstelik de don var !..

Başkonuş ve Yedikuyularda tabi karımız azda olsa var !..

Dubaide denize giriyorlar.. Mekke sıcak, Erzurum eksi 20 derece , Kar ve yağmur var bizde ise kuraklık var.. dua edelim Kahramanmaraş kar ve yağmur yağsın !..

Oysa : bu karda şunu yapa bilirsiniz: Maraş irişkiti alarak , ahir dağına kar üzerine çıkarak bir yandan kar tepeleyip bir yandan da sucuk ekmek yiye bilirsiniz..

Nuri Bertizlioğlu ağabeyimizin sözü vardı.. Kar yağarsa irişkit bizden diyordu..

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay başkanımızın sözü vardı kar yağsın irişkit ekmez bizden yedikuyulara çıkacağız diyordu..

Söz verenlerden biz sözlerini yerine getirmesini beklerken: Sizler..! ya sizler..

Sucuk ekmeğinizi alarak: Başkonuş’ta orman içinde kar tepeleye bilir, keyifli bir hafta sonu veya yeni yılın ilk gününü neşeli geçire bilirsiniz..

Yada bizim Zekeriya gibi: Yedikuyular Kayak Merkezine doğru giderek orada bir kar keyfini çıkara bilirsiniz.. biz bekliyoruz.. bekleyeceğiz !..

Tüm bunları yapamıyorsanız, bizim gibi yanmayan kalorifer sebebi ile elektrik sobası başında titreyerek köşe yazısı yaza bilirsiniz..

Hayat bu !.. kimi 2016 yılında yeni dünyaya merhaba diyor, kimide aramızdan ayrılarak ebedi aleme intikal ediyor..

Hayatın içinden manzaralar: acı ve tatlı !

Suriye de : Türkmendağında Bayırbucak Türkmenleri ölüyor, daha doğrusu vatanları için şehit oluyorlar.. Güneydoğu da Ermeni uşakları bölücü örgütü: Polis ve Askerimizi şehit ediyor.. bebek katilini dana gibi besliyoruz..

İşin garip yanı ise: Benim verdiğim vergi; Bölücü örgüt üyelerine maaş oluyor,SSK pirimi oluyor, iş makinası oluyor, onlara yakıt oluyor, kurşun oluyor, hendekler kazılıyor, polis ve askerimiz şehit ediliyor olayın acı yanı ise bunu benim verdiğim vergi ile yapıyorlar..!

Tüm bunları düşündüğümde ise isyanım var diye bağırıyorum: dahası ise benim verdiğim vergi ile bölücü örgütün TBMM bulunan adamları maaş alıyor ! bu nasıl bir adalet sistemi ? isyanım var.. dahası dahası dahası…

Çok kere yazdım: ben Türkiye Cumhuriyeti Devletini , yani benim devletimi istiyorum.. Kırmızı çizgileri olan devletimi istiyorum!..

Zalimlere boyun eğmeyen, eşkıya ile pazarlık yapmayan, vatandaş’a yumşak kadife eldivenli elini uzatırkan, katillerin, bebek katillerinin başını ezen devletimi istiyorum..

2016 yılına yeni girdik, şunun şurasında 2. Günündeyiz, gülmek istiyorum, mutlu olmak istiyorum, huzurlu bir 2016 yılı yaşamak istiyorum ama akşam güneydoğudan gelen 3 şehit haberi ciğerimizi yaktı..

Neredesin be devletim nerede ?