Sevgili okurlarım: Bir gurup , parası olan mal alıp mal satan şehrimizin önemli şahsiyetleri ile bir süre sohbet ettik..
Onları dinledim: “ Yıl başına kadar durum çok kötü, 2019 Haziran ayına kadar daha kötü ! “ diyerek son derece gerildiklerini gördüm..
ABD’li şirket Mc Kinsevy den danışmanlık hizmeti alınması konusunun dile getirilmesi ile iyiden iyiye gerildiklerini, ülkenin ABD teslim edildiğini kabul ederek, bir şey alıp satmadıklarını ifade ettiler..
Para onlarda, güç onlarda bir süre dinledim..
Sonra onlara dedim ki : Hepimiz Türkiye de yaşıyoruz, Herkese Ne olursa , bize de o olur ! dediğimde onların bize çıkışı sert oldu: “ Bizim paramız var ! .. senin neyin var ?, bizimde bir canımız birde Türk kanımız var ! dediğim..
Damarlarında Türk Kanı taşıyan, ben Türküm diyen, hiçbir Türk öyle üç kuruşa beş köfte vermez ama bizimkilerden şüphem var..
Doğru : benim milyon dolarlarım yok , ama benim başını içine soktuğum evim, onların milyon dolarlarından daha değerli, eski de olsa ayağımı yerden kesen aracım onların en lüks aracından daha değerli, bütün bunlara rağmen devletim , hepsini bize ver derse vermeye hazırım, çünkü devletsiz millet olmaz !..
Seçimlerden sonra : hatta son 4 yıldan beri dolar kurundaki yükselme sebebi ile bizde kendimize göre tedbirler alıyoruz !..
Aracımla işe gelmiyorum: toplu taşıma araçlarını kullanıyorum..
İki yıldan beri bir defa piknik yapmaya gittim..
Kendime göre bende bir kemer sıkma politikası yapıyorum ama , hiçbir zaman da yarından endişem yok, bizim milletin galiba moralle ihtiyacı var..!
Ben danışmanlık alınmasından yanayım !..
Maraş ile alakalı bir basın danışmanlığı alınacaksa : Benden bir basın danışmanı olur..
Ancak Türkiye ve Dünya ile ilgili basın danışmanlığı alacaksanız, benden danışman olmaz.. çünkü Türkiye takip edemiyorum, dünyayı gezip görmedim ki o konuda bir fikrim olsun..
Bugün dünyada ve Türkiye de hemen her konuda danışmanlık şirketleri var..
Mahalli olanları var, il düzeyinde olanları var, Bölge ve Türkiye genelinde danışmanlık yapanlar var..
Her konuda danışmanlık yapan şirketlere şöyle bir soru sorduğun zaman : cevap hazır, soru :” Türkiye de günlük kaç ekmek üretiliyor ? ne kadarı çöpe gidiyor ?
Cevap: örnek, yüz fırında bin ekmek yapılıyor, bünün yüzde 20 çöpe gidiyor, kar oranı yüzde 5 “ cevabını veriyor..
Bu cevabı almak içinde : bir bedel ödemek gerekiyor, ki bu ayrı bir konu :
ABD satıldık mı ? İMF kölemi oluyoruz: sorusuna Sayın Başkan , Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tartışmalara neden olan Amerikalı şirket McKinsey'den danışmanlık hizmeti alınmayacağını açıkladı.
İsmini bile okuyamadığım: Yazamadığım McKinsey şöyle dursun, eğer biz Suudi Arabistan’a şişe suyu satacaksak, buraya bir yatırım yapacaksak bunların günlük ne kadar su içtiğini bilmemiz gerekir ki doğru yatırım yapalım..
Neyse : AK Parti Kızılcahamam Kampı'nda yapılan 27. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Erdoğan: "Geçen bakan arkadaşlarıma da söyledim. Bunlardan fikri danışmanlık almayacaksınız dedim. Hiç gerek yok. Biz bize yeteriz." Dedi ve karamsar olan kesimi rahatlattı..
Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun McKinsey eleştirilerini hatırlatan Erdoğan, "Bu zat ücreti mukabil tutulmuş bir danışmanlık şirketi üzerinden aklı sıra bizi köşeye sıkıştırmaya çalışıyor. Evet, bir dönem Türkiye savunmadan tarıma herşeyini Amerika'ya teslim etmiştir. Türkiye bu felaketi tek parti CHP ve milli şefi İnönü döneminde yaşamıştır." diye konuştu ve CHP yüklendi..
Erdoğan, "Türkiye tarihinin en büyük ekonomik saldırılarından birine maruz kalmasına rağmen, 2 aya kalmadan durumu kontrol altına aldık. Bunu söyleyerek asla sorumluluktan kaçmaya çalışmıyoruz. Yaptığımız bir durum tespitidir. Ekonomide sorunlarımız yok tabi ki var. Seçimlerden sonra zaten reformlara başlamıştık. Ancak bu durumla yaşadıklarımız arasında öyle büyük bir oransızlık var ki işin içinde başka şeyler arıyoruz. Şu gerçeği aklımızdan çıkarmamalıyız. Her kriz beraberinde fırsatları da getirir, dedi..
Mesele de bugün burada: Her kriz beraberinde fırsatları da getiri, o halde bu krizi parayı yastık altına koyarak değil, üretim yaparak ranta çevirmemiz gerekir..
Türkiye artık: yol, tünel, köprü, hava alanı yapmaktan vaz geçmeli, katma değeri yüksek sanayi ürünleri üreterek dünyaya satmalıdır..
Beş baba yiğidimiz otomobil yapıyor ama bu yetmez, ikinci bir marka olarak 10 baba yiğidimiz, yerli milli ikinci markamızı yapmaya başlamalıdır..
Türkiye’nin en az 10 adet marka yerli ve milli cep telefonu şirketi olmalıdır..Dünya ya cep telefonu ihracatı yapmalıyız..
Son söz: Hepimiz Türkiye isimli geminin içindeyiz, dalga var , fırtına var ama bu gemi batmaz, yoluna devam eder, bağırma yerine herkes kendi işine bakmalıdır.. üretmeye çalışmaya , devam etmeliyiz, tüketim toplumu değil üretim toplumu olmalıyız..
Bugünlük bu kadar: Herkese ne olursa ! bize de o olur
İyi günler..