Gece uykum kaçtı: Bir televizyon kanalında ABD filmleri tanıtımını izledim..
Tümünde Müslümanlara İslam ülkelerine saldırı ve terör işlenmiş..
Sabah saat 05.00 gibi NTV de Mete Çubukçu’nun Pasaportunu izledim.. Orada da bu konuya el atmışlar..
ABD Filmleri Kaliforniya eyaletinde bulunan Los Angeles şehrinde bulunan bir kasaba olan Hollywood da dünyaya film üretimi yapılıyor..
Özellikle 2018 yılında İslam ülkeleri terörist ABD askerleri ise dünyayı kurtaran bir Kahraman olarak gösterilen filmlerde Suriye gelen 5 bin tır silah ve araçlarda filmin bir parçası olarak kullanıldığı dikkatimi çekti.
Yeni Zellanda da camiye yapılan saldırı sonrası Kemal Kılıçdaroğlu diyor ya :” İslam ülkeleri kendilerini terörden arındırmalı” diye bilgiyi nereden aldığını anladım..
Toplumsal hayatın ayrılmaz bir parçası konumuna gelen kitle iletişim araçlarından biri sayılabilecek sinema, sosyal ve kültürel hayat üzerinden toplumsal yapıyla çok canlı bir şekilde etkileşim halindedir.
Öyle olmasa: İslam ülkeleri terörle anılır mı? Ayrıca sinema filmleri, kültür, sanat, siyaset, eğlence, edebiyat, din ve sosyo-ekonomik alanlarda dikkat çekici örnekleriyle, gündem oluşturabilme potansiyeli de taşımaktadır.
ABD yapılan filmler üzerinde bir araştırmaya yer veren belgesel yapımda izlediğim ve orada İslam’ın ne kadar kötü olduğu filmlerde işlendiğini görüyoruz.. Özellikle 2001 yılında yapılan araştırma sonuçları çok vahim bunun sonucu olarak bugün İslam ülkeleri terörle anılıyor.. Bunun sebebi ise ABD ve film sektörü..
Hollywood filmleri, düşmanlar üreterek (Koreli, Vietnamlı, Rus, Müslüman) Amerikan dış siyasetine meşru zemin hazırlamaktadır. Ayrıca yapılan zulümler (Irak, Filistin, Afganistan) ve yenilgiler (Vietnam) bu filmler vasıtasıyla yeniden üretilerek ortadan kaldırılmakta, tarihi gerçekler tahrif edilmektedir.
ABD Suriye gönderdiği silahları ve sözde DEAŞ yendiğini, aynı zaman da Hollywood filmlerinde birçok millet kötü sıfatlarla etiketlenmiştir. Çinliler sinsi, zenciler kronik suçlu, Kolombiyalılar uyuşturucu satıcısı vb. Ama bunlar içerisinde en çok haksızlığa uğrayanlar Müslümanlar olmuştur. Seyyid Hüseyin Nasr’a göre; Pearl Harbor Baskını’ndan sonra Japonlar aleyhine pek çok film yapılmasına rağmen Şintoizm’i hedef alan hiçbir film yapılmamıştır. Buna rağmen özellikle 11 Eylül’den sonra bu terör eylemini gerçekleştirenler değil tüm Müslümanlar suçlu ilan edilmiş ve Müslümanlık kötü gösterilmiştir.
2018 yılında çekilen filmlerin yüzde 80 İslam ve Terör olmuş.. Müslümanlar terörist ABD askerleri Kahraman ve ülkeleri kurtaran yiğitler olarak gösterilmiştir..
Müslüman dendiğinde (daha çok Araplarla temsil edilen) uçak kaçıran, bombalama yapan, adam öldüren, terörist gibi belli tiplemeler karşımıza çıkmaktadır. Bu kalıp daha ziyade orta sınıf erkekler için çizilmiş bir kalıptır. Kadınlar ise kocası tarafından daima ezilen, göbek dansı yapmakta mahir, sindirilmiş, aşktan, sevgiden mahrum varlıklar olarak resmedilmektedir. Zengin Müslümanlar ise milyon dolarlarını harcayacak yer bulamayan şehvet düşkünü, göbekli, muhteris tiplerdir.
İzlediğim tanıtım filminde birkaç örnek:
“The Delta Force” (Delta Harekatı-1986), “True Lies” (Gerçek Yalanlar-1994), “Executive Decision” (Kritik Karar-1996), “Collateral Damage” (Ölümüne Takip-2002), “World Trade Center” (Dünya Ticaret Merkezi-2006) gibi filmler, terörist Müslüman kimliğini gündeme getirmektedir. “Delta Harekatı”, teröristlerin peşine düşen Amerikalı askerleri konu edinmekte, “Gerçek Yalanlar” adlı film, hükümetin Ortadoğulu teröristlerin dağılan SSCB’den nükleer bomba aldığını öğrenmesi üzerine hazırlanan gizli operasyonu anlatmaktadır. “Kritik Karar” filmi, Amerikan ordusundan bir grubun hava korsanlarının ele geçirdiği bir uçağa fark edilmeden girip bombalı teröristleri yakalayarak yok eden tipler olarak karşımıza çıkıyor..
2918 yılında üretilen filmlerde ise Arap Baharı ve Teröristlerin nasıl yok edildiği, 11 Eylül Saldırısının nasıl intikamının alındığı anlatılan filmler ki.. Müslümanlar hep terörist olarak gösteriliyor..
Maalesef ki : İslam Dünyası ve Türkiye de bu ABD filmlerini halkımızı izletiyor.. bunun sonucu olarak Müslümanlar Terörist, ABD askerleri birer dünyayı kurtaran Kahraman!..
Libya, Mısır, Irak ve Suriye başta olmak üzere bir çok İslam ülkesinde de çekilen filmler ABD Kahramanlığını ve Dünyanın tek hakimi olduğunu anlatıyor..
Bizim film sektörü ne yapıyor, sözde komedi filmi çekiyoruz, diyerek kendimizi rezil etmeye devam ederken, Diriliş Ertuğrul, Abdulhamithan gibi dizilerle halkımız gerçek tarihimizi olabildiğince tam olmasa da öğrenmeye çalışıyor..
İyi günler..