Bu sorunun cevabını merak mı ediyorsunuz. Yooo.  Bence de etmiyorsunuz…

Muhalefetin artık ortadan kalktığı bir siyaset arenasındayız. O yüzden muhalefetteki partilerin adaylarının çift mi, tek mi olduğunu kamu oyu çok merak etmiyor.

Merak eden, sadece partililerdir…

Ama yine de az sabır göstermekte fayda var.

31 Mart’ta yapılacak olan MHP İl Kongresi için geri sayım devam ediyor.

Parti içinde ‘cılız’ da olsa muhalefet sesleri var.

Ama iktidar daha güçlü görünüyor.

Tablo, en azından şimdilik böyle.

Mevcut İl Başkanı Mustafa Bastırmacı, adeta ‘bir gövde gösterisi’ yaparak adaylığını açıkladı, geçen perşembe günü…

Şahsına, partiye, camiasına ve vatana-millete hayırlı olsun.

**

2009’daki il kongresi seçimlerine Mustafa Bastırmacı, Alirıza Açıksarı, Murat Çakıroğlu ve Tahsin Mağralı aday olarak katılmıştı.

Dört adayın katıldığı seçim, partinin ivme kazandığının bir göstergesiydi.

Seçimi de Mustafa Bastırmacı kazandı, 4 Ekim 2009’da.

Sonra bir süre adeta kızılca kıyamet koptu, koparıldı.

Parti içinde rahatsızlıklar oldu.

Bütünleşme yerine ayrışma yaşandı.

Kim ne derse desin, bunu geçen süre içerisinde gözlemledik.

Nitekim bu ayrışmalar partinin 2011’deki genel seçimlerinde oy oranlarına da yansıdı.

Geçenin, geride kalanın sorgusunu yapacak değiliz elbette.

Çünkü, dün tarih olmuştur. Aslolan bugün ve yarınlardır.

Ama…

Yarınları daha düzeyli ve ivmeli kılmak için de, dünleri konuşmalıyız.

Kırmadan, incitmeden.

**

Parti içindeki muhalefet, teşkilat seçimlerini beklemeye başlamıştı.

Bastırmacı ve ekibine karşı da bir harekat başlatıldığı konuşuluyordu, dillendiriliyordu.

Konuşmalar o düzeydeydi ki, parti içinde büyük bir muhalefet, cılız da bir iktidar gösteriliyordu.

Ama öyle olmadı.

Muhafelet sesini çabuk kesti.

İktidar da, yani Mustafa Bastırmacı ve ekibi de güçlenerek çıktı görünüyor, bu süreçten.

Sessiz sedasız yeniden bir teşkilat oluşturuldu.

Tüm ilçelerde tek adaylı seçimler yaşandı.

İl Başkanı Mustafa Bastırmacı’nın ‘bölünmeyelim’ çağrısı yaparak desteklediği adaylar koltuklara oturdu.

Afşin’de Mehmet Taşkale, Andırın’da Ali Çatalbaş, Çağlayancerit’te Adem Yavuz, Ekinözü’nde Tahsin Çiçek, Elbistan’da Ali Demir, Göksun’da Ayhan Zencir, Merkez’de Mesut Tosun, Nurhak’ta Tuncer Şahin, Pazarcık’ta Ali Kaykı ve Türkoğlu’nda da Orhan Sarı ilçe başkanları oldular.

**

Ve sıra il teşkilatı seçimlerine geldi.

31 Mart’ta il kongresi var.

Şu ana kadar konuşulan birçok isim var ama ortaya çıkan sadece Mustafa Bastırmacı oldu.

Konuşulanlar yarın ya da öbürsügünler ortaya çıkıp ‘Biz de varız’ der mi, bilemeyiz ama görünen o ki, bu ortamda Bastırmacı’nın karşısına kimse çıkmaz.

Çünkü,

10 ilçe başkanı,

İl kadın kolları,

İl gençlik kolları,

İl genel meclisi üyeleri,

Belediye başkanları,

Belediye meclis üyeleri,

Belde başkanları, 8 Mart Perşembe günü parti binasında yapılan Bastırmacı’nın adaylık açıklaması sırasında aynı karede yer aldılar.

Dahası Bastırmacı’nın adaylığını açıklamasından önce söz alan isimler de, yeniden Mustafa Bastırmacı’nın aday olmasını istediler.

İl Genel Meclis Grup Başkan Vekili Şerif Binboğa, İl Kadın Kolları Başkanı Halide Akben, Merkez İlçe Başkanı Mesut Tosun konuşmalarında Mevcut Başkan Bastırmacı’yı desteklediklerini ve yeniden aday olmasını istediklerini ifade ettiler.

Tablo birlik, beraberlik açısından hoş bir görüntüydü.

Böyle bir birlikteliği sağladığı için Mustafa Bastırmacı’yı kutlamak lazım, alkışlamak lazım.

Yani yiğidin hakkını yiğide teslim etmek lazım.

**

Düşünüyorum.

Böylesine bir tablonun içerisinde diğer güç dengeleri de olsaydı ne olurdu?

Mesela il başkanlığı için adı geçen eski milletvekili.

İsmi geçmeyen eski milletvekilleri.

Eski il başkanları.

Eski il başkan adayları.

Eski ilçe başkanları.

Eski ilçe başkan adayları.

Milletvekilleri adayları, aday adayları.

Belediye başkan adayları, aday adayları,

Seçilemeyen il genel meclisi, belediye meclisi adayları, aday adayları.

Diğer güç dengeleri.

Sahi, o tablonun içerisinde bunlar da olsalardı ne olurdu?

Ortaya daha güçlü bir parti çıkardı sanırım.

Kahramanmaraş’ın son 20 yılını yöneten siyasi düşünceye karşı ‘biz burdayız’ mesajı verilemez miydi?

Verilirdi sanırım.

Ama her şey bitmiş değil.

31 Mart’ta, yani sandığın ortaya konulduğu gün bu dengeler salonda olursa kamuoyuna çok daha iyi bir mesaj verilmiş olabilir.

**

Mevcut başkan Bastırmacı’nın 31 Mart’taki seçim için adaylığını açıklayacağı 8 Mart’taki toplantı için önce basına sms’ler gönderildi.

Ardından e-postalar gönderildi.

Başkan, bizzat aradı basın mensuplarını davet etti.

O gün, önce Şelale Park’ta bir kahvaltı verildi.

Davetli ilçe başkanları, il genel meclisi üyeleri, belediye başkanları, il genel meclisi ve belediye meclis üyeleri katıldılar.

Kahvaltı sırasındaki oturum ve dağılım için partinin önde gelen isimlerinden Muharrem Arıkan’a

‘Abi keşke böyle olmasaydı’ dedim.

‘Burda sadece kahvaltı var. Açıklamayı partide yapacağız’ karşılığını verdi.

Kahvaltı sonrası, sohbet edilebileceğini söyledi.

Sonra birlikte partiye geçildi.

Kahvaltı sonrası hep birlikte parti binasına geçildi.

Parti il binasının toplantı salonunun dar olduğu ortaya çıktı.

İnsanlar neredeyse dip dibe geldiler.

Ayakta kaldılar.

Dışarıda kaldılar.

MHP’de böylesine bir izdihama çok az rastladım dersem, sanırım yanlış bir teşhis koymam.

Elbette parti toplantılarında bu salon dar.

Ama bir adayın adaylık açıklaması sırasında böylesine bir izdihamı ben görmedim.

**

Salonda önce Bastırmacı’yı destekleyen isimler konuştu.

Sırayla söz aldılar.

“Biz yeniden Bastırmacı’nın başkan olmasını istiyoruz” dediler.

Alkışlandılar.

Salonun darlığı, meslektaşlarımızın çalışma alanının kısıtlı olması nedeniyle hatipler ve hatibeler konuşurken, Bastırmacı ve ekibini çok izleme imkanım olmadı.

Ama, sanırım her konuşmacıdan sonra başkan Mustafa Bastırmacı’nın tebessümü coşkuya dönüşmüştür yüreğinde.

Şahsen ben olsam, aynı duyguyu yaşardım.

Gerçekten böylesine bir desteği arkasına aldığı için Bastırmacı’yı takdir etmek gerekir.

Bu tabloyu izledikten sonra öyle düşünüyorum.

**

Merkez İlçe Başkanı Mesut Tosun, konuşmasında basına çattı.

“Sağda solda, köşe başlarında konuşuyorlar.

İnternet sitelerinde, gazete köşelerinde yazıyorlar.

Diyorlar ki; ‘İl Başkanı yalnız bırakıldı.’

Yok öyle şey.

İl Başkanı yalnız bırakılmaz.

Milliyetçiliğin olduğu yerde, ülkücülüğün olduğu yerde, ülkücü hareketin olduğu yerde il başkanı yalnız bırakılmaz.

Parti binası varsa, bu binaya gelen giden ülkücü hareket, milliyetçi hareket mensubu varsa il başkanı yalnız değildir.

İşte yalnız olmadığını da görüyorsunuz…

Bunları da yazın.”

Mealen bunları söyledi.

Sert tepki gösterdi.

Belki kendince haklıdır ama, tepkisi de anlamsız geldi.

Herkes düşüncesini söyleyecek.

Yazacak.

Ama düşüncesini dile getirirken, yazarken hakaret varsa o zaman tepkisine anlam veririm. Hatta bu durumda Mesut Hoca’nın yanında yer alırım, her zaman.

Ama hakaret etmeden bir yorum yapılıyorsa saygı ile karşılamak gerekir.

Belki söylemek bana düşmez ama Mesut Tosun Hoca’nın bu tavırlarını gözden geçirmesi gerek.

Basın da yanlış yapar.

Ama o yanlışın içindeki niyete bakmak lazım.

Körü körüne eleştiriye, Mesut Hoca’m kadar ben de karşıyım.

Ama tepki de biraz fazla gibi.

Merkez İlçe Başkanı Mesut Tosun’a sormak lazım:

“İlçe başkanlığınız döneminde basın ile kaç kez bir masada buluştunuz? Kaç kez toplantı yaptınız. Son seçiminizden bu yana basın ile bir tanışma toplantısında bulundunuz mu?”

Sanırım bu soruların cevabı top yekün ‘hayır’dır.

O zaman siz basın bilgilendirmediğiniz için, basın da başkaları tarafından bilgilendirildiği şekilde kamuoyuna bilgi sunar.

Değil mi, Mesut Hoca’m!

**

Son sözü, il başkanı ve başkan adayı Mustafa Bastırmacı aldı.

1997, 2000 il başkanlığı seçimlerinde başkan adayı olduğunu hatırlattı. Bu iki seçimde de kaybetmesine rağmen, davadan vazgeçmediğini ve bir nefer olarak çalıştığını dillendirdi.

Hep milliyetçi hareketin, ülkücü hareketin davasının içinde yer aldığını söyledi.

4 Ekim 2009’a kadar da böyle devam ettiğinin altını çizdi. 4 Ekim 2009’dan bu tarihe kadar da il başkanı olarak MHP için, ülke için gecesini gündüzüne kattığını ve çalıştığını söyledi.

Bu süreç içerisinde 9 yıl aradan sonra genel başkanları Devlet Bahçeli’yi Kahramanmaraş’a getirdiklerini anlattı.

Teşkilatı birlik ve beraberlik içerisinde tutmak için büyük çaba gösterdiğini belirtti.

Ve bir de ince noktaya değindi:

Ülkücülüğün bağımsızlığı, eskisi, yeni olmayacağını haykırdı:

“Ben eski ülkücüyüm, bağımsız ülkücüyüm diyenlere sesleniyorum. Yeniden yuvanıza dönün.

Çünkü bu davanın eskisi yenisi yoktur.

Hepimizin davası 1’i 2, 2’yi 3, 3’ü 4 etmek değil midir? O zaman niye ayrı ayrı kulvarlarda mücadele ediyoruz.

Milliyetçi hareketin eskisi olmaz, bağımsızı olmaz.

Ülkücü hareketin eskisi olmaz, bağımsızı olmaz.

Millyetçi hareket, milliyetçi harekettir. Ülkücü hareket, ülkücü harekettir.

Dün de böyleydi, bugünde böyledir…”

Doğru söylüyor.

İnsanların ‘eskiden ülkücüydüm’, ‘eskiden milliyetçiydim’ demeleri de zaten abesle iştigaldir. Ülkücülük te, milliyetçilik te kabuk değiştirmez. Eskisi, yenisi olmaz; milletçi de, ülkücü de hep birdir… İlkeleri birdir.

İl başkanı ve il başkan adayı Mustafa Bastırmacı’nın bu çağrısının Kahramanmaraş’ta ayrışan, ayrıştırılan ülküdaşların, milliyetçi hareketçilerin bir çatı altında, MHP çatısı altında buluşmasını sağlar mı, bilemem. Ama çağrı yerini bulmalıdır.

**

2009 yerel seçimlerinden, 2011 genel seçimlerinden umduğunu bulamayarak çıkan MHP’nin 2014 yerel seçimleri için bugünden çalışmaya başlaması gerekir.

Çünkü, Kahramanmaraş 2014’de büyükşehir olacak.

Öyle söyleniyor.

Bu yılın sonuna kadar da, kanunun çıkacağı belirtiliyor.

Olur mu, olur.

Olmaz mı, olmaz.

Onu zaman gösterecek.

Ancak şu var ki, MHP’nin 2014 yerel seçimlerinde Kahramanmaraş’a hakim olması gerekir.

İl genel meclisi üyeliğinde, büyükşehir belediye başkanlığında, ilçe belediye başkanlıklarında ve ilçe belediye meclis üyeliklerinde isimler şimdiden belirlenmelidir.

Kamuoyuna lanse edilmelidir.

İlla ki, “Bu bizim büyükşehir belediye başkan adayımız” denilmesine gerek yoktur.

Çünkü herkesin gönlünde bir aslan yatar.

Adaylar çıkar.

Ummadığınız bir anda birileri aday gösterilir.

Tıpkı milletvekilliği listesinde olduğu gibi.

Ama ben, büyükşehir belediye başkan adayının, ilçe belediye başkan adaylarının (özellikle merkez ilçedeki alt kademe belediyeleri için) şimdiden kamuoyuna lanse edilmesinden yanayım.

Sosyal, kültürel, sportif alanlarda bu adayların boy göstermesi gerektiğini düşünüyorum.

Bu isimlerin parti tarafından, partililer tarafından desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Aksi halde yazılı gününe kadar ders çalışmayan öğrenciler gibi olunur.

Yani, bir dahaki yazılıya kadar boş geçmeyin.

**

MHP’nin yeni il teşkilatı nasıl oluşur?

Kimler yönetim listesine girer?

Ya da, yarın başka adaylar çıkar mı?

Bu soruların cevapları için 31 Mart’a kadar beklemek gerekir.

Biz de bekleyeceğiz!