Sevgili Okuyucular,12 Haziran 2011 genel seçimlerinde bütün siyasi partilerin taahhütleri arasında yer alıyordu yeni bir anayasa. Seçimden sonra oluşan yeni Meclis de kendisi için en önemli görev olarak kabul etmişti yeni anayasa yapmayı. Bir yılı aşkın süredir çalışıyor partiler arası uzlaşma komisyonu. Ama nerede kaldı, ses çıkmıyor uzlaşma komisyonundan.
Yeni anayasanın hazırlanması için büyük çaba harcayan, parti genel başkanları arasındaki olumsuz gerilmelere rağmen, komisyonu bir arada tutmayı başaran, en azından görüntüde dahi olsa dört parti temsilcisi arasındaki uzlaşmayı devam ettirmeyi başarabilenler en azından umutlarını korumakta.
İşin aslına bakılırsa hiçbir siyasi parti veya lideri açıkça “Biz bu çalışmalardan umutsuzuz” demiyor ama gerçekte onlar da umutlarını yavaş yavaş kaybetmiş durumdalar. Çünkü AK Parti iktidarına karşı endişeleri vardır. Özellikle muhalefet partileri Cumhuriyet rejimini tehlikeye düşürecek maddelerin iktidar tarafından yeni anayasaya sokulması çabasına karşı endişeleri vardır.
Bu durumda ne CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu,nede MHP lideri Devlet Bahçeli, sadece AKP lideri ve Başbakan Erdoğan düşüncesini açık açık ifade ediyor. Komisyondaki tartışmaları, gelişmeleri dikkate alarak yaptığı son değerlendirmede “umudum her geçen gün azalıyor” diyor oda.
Aslında Başbakan Erdoğan neler olacağını biliyor ve de görüyor; hangi partinin hangi noktada direteceğini, şimdilik “Uzlaşma Masası”nda oturmaya devam eden dört siyasi partinin, yeni anayasanın en temel, en kritik maddeleri üzerinde uzlaşma sağlayamadığını, sağlayamayacağını biliyor. Ama şimdilik umudunu yitirmiş değil yinede.
Eğer komisyon, 2013 Ocak ayına kadar çalışmalarını tamamlayamaz ise, proje zaman yetersizliğinden çöke bilir. Uzlaşma komisyonunun elinde bulunan ham taslak metnin Ocak ayında tamamlanması durumunda takvimin son derece sıkışacağı ortada gözükmektedir.
Çünkü bugün itibariyle çok zor gözükse dahi uzlaşma komisyonu eğer bir taslak metin yazımını tamamlayabilirse bu metindeki temel hükümlerin çoğu parantez içinde kalacak gibi.
Örneğin, millet tanımı, dil, eğitim, yargı ve daha önemlisi yönetim sisteminin temel esasları ile ilgili konularda dört siyasi parti uzlaşamıyor ve bundan sonra uzlaşabilmesi de güç gözükmektedir.
Sanırım komisyon tarafından bu temel hükümler liderlerin takdirine bırakılacak...
Liderler arasında bunun için uzlaşma görüşmesi yapılabilecek mi, yapılsa da sonuç alınabilecek mi; o da pek olanaklı görünmüyor.
Ayrıca ondan sonra asıl komisyon çalışması başlayacak. Meclis Anayasa Komisyonu acaba bu metni ne kadar sürede görüşüp TBMM'de Genel Kurul'un gündemine taşıyabilecek? Referandum.
Aslında yeni anayasa çalışmaları sonlandırıldığında meclise sunulduğunda, meclis'deki oylama sırasında parti gurupları arasında anlaşmazlık çıkarsa,hayati önem taşıyan bazı maddeler için halka gidilebilir,yani referandum yoluna baş vurulabilir.
Meclis'in 2013 yılı yaz tatili başlamadan anayasa işinin bitmesi gerekiyor. Çünkü, yerel seçimler öne alınmasa dahi 2013'ün sonbahar aylarından itibaren siyaset artık seçim sürecine girecek. O noktadan sonra seçim telaşına düşecek olan tüm partinin yeni anayasa için samimi bir çalışma içine gireceğini sanmıyorum.
O nedenle 2013'ün ilk ayları, yeni anayasanın kaderi bakımından kritik ve çok önemli.
Peki, ne olacak?
Dört partili uzlaşmaya dayalı yeni anayasa elbette ideal olanı, ama hemen hemen imkansız.
Bugün için zayıf da olsa imkan dahilinde gözüken ise Adalet ve Kalkınma Partisi'nin bir veya iki muhalefet partisi ile uzlaşarak bu işi başarması. Matematik olarak da, yaklaşım ve zihniyet olarak da, en kolay çözüm aslında iktidar partisi ile Ana muhalefet CHP'nin uzlaşması. Ama o da bugünkü tabloya bakıldığında imkansıza yakın.
Özetle, kısmi değişiklik belki ama yeni anayasa bir başka bahara, bir başka döneme kalacak gibi gözükmektedir.
Çünkü,29 ekim Cumhuriyet bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen olayların ardından Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan arasında 'iki başlıklı' polemiği yaşanmıştı. Burada anlaşılıyor ki Başbakan,'başkanlık sistemini' kafaya koymuştur, yeni anayasanın içine koyma çabasını sürdürecektir.
Ancak, AKP dışındaki CHP, MHP ve BDP bu konuda Erdoğan'ın kafasına koyduğu 'başkanlık sisteminin' kabul edilemez olduğunu ortaya koyacaklardır ve yeni anayasa çalışmalarını kilitleyecek, öteleme yolunu seçeceklerdir.