Sevgfili Okuyucular,Cumhuriyeti kuranlardan sonra gelen yöneticiler, her şey gibi bayramların da önemini ve devrimci özünü dondurdukları, unutturdukları için 23 Nisan’ın sadece “çocuk” yönü üstünde durulur oldu; oysa 23 Nisan; 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşuyla birlikte egemenliğin monarşiden halka geçişinin bayramı. Çocuk bayramı oluşu da güzel ama egemenlik daha önemli.

Bugün iktidar  sahipleri varlıklarını ve bu makamlara gelebilmelerini, Kurtuluş Savaşı’nı veren o meclise borçlu. Eğer saltanat devam etseydi, ülke işgal altında kalsaydı, bu halk çocukları nasıl olur da yönetime gelebilirlerdi. O yüzden, 23 Nisan’ı herkesten önce ülkeyi yöneten iktidarın kutlaması gerekirdi ama ne yazık ki durum öyle değil.

Bir adamın elinde benzin bidonu üzerine dökmesi  ve kendisini yakması gibi garip bir “yakma ve kıykma” duygusu içindeler. Ne garip bir çelişki.

1920’de yani kan ve ateş yılları içinde Ankara’da millet meclisi kurulmasını öneren kişi bir sivil. Mustafa Kemal gerçi paşa unvanı taşıyor ama Osmanlı Ordusu bakımından idama mahkûm edilmiş ve ordudan çıkarılmış (zaten kendisi de istifa etmiş) bir sivil.

Dolayısıyla başkumandanlık yetkisini padişahtan ve ordudan değil, doğrudan doğruya Millet Meclisi’nden yani milletten alıyor. Her seferinde 3’er ay uzatılan dönemler hâlinde.

Bu Meclis’te onun “Türkiye halkı“ dediği her unsurdan milletvekili var. Yani Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet bir darbe değil. Meşruiyetini Millet Meclisi’nden yani milletten alan bir kuruluş dönemi.

Her yıl 23 Nisan günü bunları hatırlatmak zorunda kalışımız acı aslında.

Atatürk “ulusal egemenlik” kavramını sonuna kadar koruyan ama aynı zamanda da evrensel düşünen bir beyin olduğu için Kinzer haklı.

Bu 23 Nisan’ı buruk duygularla kutluyoruz. Çünkü iç çatışma yerine hepimiz, yani bu ülkenin bütün yurttaşları; Mustafa Kemal’in “insanlık medeniyeti” ilkesinde buluşabilir, onun evrensel yönünden hareketle, değişen dünyadaki sorunlarımıza bir ortak payda bulabilirdik.

Ama görüyoruz ki, dünyanın önünde saygıyla eğildiği Atatürk, kendi ülkesinde yok edilmeye çalışılıyor.

Hem karşı cepheden hem de onun yolunu izlediklerini söyleyerek, düşüncelerini çarpıtan gruplar tarafından.

Gelecek 23 Nisan’ların daha umutlu geçmesi dileğiyle, bayramınızı kutlarım.