Sonra kitabın tanıtım toplantısı için bir televizyon kanalında canlı yayında bir saat süre ile kitabını anlattı.. son sözü “ Çıkışta beni tutuklayacaklardır.. bunu da biliyorum dedi.. Eskişehir Emniyet Müdürü olarak çıktığı televizyon kanalından sanık olarak dışarı çıktı..cemaatin hakim ve savcıları tarafından tutuklandı..
Oysa : Bir müdürün nasıl tutuklanacağı, nasıl soruşturma göreceği kanunla belli, ilin valisinden izin alınması gerekiyor ki böyle bir izine bile gerek görmeden il emniyet müdürünü Parelerci polis eline kelepçe vurarak yakaladı.. ve cezaevine gönderildi..
Parelerin korkusu insanların yüreğine öylesine saplandık ki : o tarihte kimse çıkıp Hanefi Avcı’yı savunamadı.. onu destekleyemedi..
Hakimi, Savcısı, Polisi, ekonomik gücü, parası yani pareler yapının her şeyi vardı.. onlarla ilgili en küçük bir yazı yazman demek cezaevini boylaman demekti..
Bu sebeple Hanefi Avcı’dan herkes cüzzamlı hastadan kaçar gibi kaçtı.. cemaati karşıma alamam diyordu..
Bedava cezaevinde yattı.. Herkes Hanefi Avcı’ya destek olması gerekirken, cemaat korkusundan dolayı Cüzzamlı hastadan kaçar gibi kaçtılar..
Hanefi Avcı Cüzzam hastası gibi herkes ondan uzaklaştı.. Cemaat korkusu herkesin yüreğine girmişti.. Hanefi Avcı gibi yiğit de çok zor çıkıyordu..
Cemaatin önde gelenleri 7 Haziran seçimlerinden önce Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan indireceğiz , asacağız keseceğiz korkusu salmaya başlamışlardı..
Cüzzam hastalığı ne alaka diyeceksiniz..
İlk olarak 1876 senesinde Norveçli bilim adamı Armauer Hansen tarafından bulunan cüzzam mikrobu deriyi tutarak yayılan ve vücuda bu şekilde hükmeden bir hastalıktır. Cüzzam Hastalığı Nasıl Yayılır? Nasıl bulaşır buna çok girmeyeceğim tıp benim işim değil ama biz yetiştik geldik.. bir cüzzamlı hasta olduğu zaman onun evinin önünden bile geçilmezdi.. yakalarsa götürürdü ve bulaşıcı bir hastalıktı.. bugün tedavisi mümkün hiçbir mesele yok.. ama Pareler var.. o da cüzzam gibi.. yakalarsa götürür..
Bizim çocukluk dönemimizde: Sıtma, Verem, Cüzzam en çok korkulan hastalıklardı.. bugün ise Pareler hastalığı korku salıyor..
Başa dönersem:
Hükümetimiz : 20 Ağustos 2010 tarihinde Hanefi Avcı’nın kitabını alıp okusa, yahu emniyet müdürü sen ne diyorsun deseydi.. Pareler yapı işi o tarih de biterdi.. 17-25 Aralık kumpası olmazdı..
Avcı : bildiğiniz gibi sonra yakalandı.. Mahkemeye çıkarıldı.. Herkes Hanefi Avcı’ya destek olması gerekirken ona 19 yıl 5 ay hapis cezası verdiler..
Oysa o gün Başbakan, Cumhurbaşkanı Hanefi Avcı’ya sahip çıkması gerekirdi.. durun demesi gerekirdi.. Bugün bizim iş adamlarımız için söyleyemediğimiz gibi..
Herkes Cüzzamlı hastadan kaçar gibi Hanefi Avcı dan kaçtı.. bizde iş adamlarından kaçıyoruz.. ne fark var ?..
2014/ 15 yılına geldiğimizde yanı 4-5 yıl sonra Hanefi Avcı’ın haklı çıktığını gördük, aaa dedik ama iş işten geçti.. olan o koca emniyet müdürüne oldu.. Bugün Avcı bir kahraman o doğuştan bir Kahraman çünkü : Kahramanmaraşlı bir yiğit..!
Benim düşünce : Eskişehir il emniyet müdürü Hanefi Avcı’ın itibarı iade edilmeli.. sonra da il il gezdirilerek Pareler Devlet Yasının iç yüzü halkımıza birinci ağızdan anlatması için devlet her türlü imkanı sunması gerekir..
Hanefi Avcı’nın Pareler yapı ile ilgili Cumhurbaşkanı danışmanı olmalı..
Pareler yapı ve cüzzam hastalığı- teşhisi iyi konmalı bugün tedavisi var..!
Yazıma Hanefi Avcı örneği ile girdim..
Kahramanmaraş’ta da bu şehrin güzide insanlarına bir kumpas kuruldu.. parelerci damgası vuruldu.. bugün bakıyorum.. insanlar o kişilerden cüzzam hastasından kaçar gibi kaçıyorlar..
Dün arkadaşım dedikleri kişiler: Pareler soruşturma bize de bulaşır diye ismi geçen Sanayici ve iş adamlarına selam vermiyor..
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan:” Tabanı ibadet – Ortası Ticaret- Üst kısmı ihanet örgütü diyor ya ! evet doğrudur.. biz üstte kim var onu bulmamız gerekir..
Bu şehirde gazetecilik yapıyorum, Sanayici iş adamı, zengin ve fakir herkesi tanıyorum.. taban da Allah rızası için diyerek kurban toplayan – kurban derisi toplayan o temiz , sef Anadolu insanını iyi tanıyorum..
Allah rızası için, dini islam için kapı kapı dolanan saf temiz insanlar.. ibadet yapan Allah için çalışan insanlar.. Allah için bir çocuk daha okusun diyen insanlar ki , bunlar il imamını bile tanımazlar.. şahsen bir gazeteci olarak ben bile görmedim..
Orta kesimine gelince TUSKON sebebi ile dünyaya açılan Ticaret Yapan saf temiz sanayicilerimiz işlerini büyütmek için koşan insanlar.. bunlarda çok üstünü bilmez çünkü onlar ticaretini yapar.. örgüt sistemi içinde yukarı kes mi tanıması da mümkün değil..
İl imamı ve Türkiye imamı ABD bağlantısını kuranlar ise bugün hepsi 17-25 Aralıktan sonra kaçıp ABD ye gittiler..
Ortada bizim saf Anadolu insanı kaldı.. şimdi onları da biz hal ediyoruz.. dün Hanefi Avcı’ya yaptığımız gibi onları tutup cezaevine gönderiyoruz..
Bu konuda konuşma – yazma patlamaya hazır bir bomba tutanın elinde patlar diye de etrafa korku salıyoruz.. herkes cüzzam hastasından kaçar gibi kaçıyor..
Devletimize ihanet eden varsa, bugün halen hükümeti yıkmaya yönelik hainlik yapan varsa elbette cezasını verelim.. Ancak ülkemiz için çalışan insanları da her gün parelerci diye onurlarını kırmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum..
Bu ülke bizim , başka gidecek yerimizde yok, suç işleyen varsa iyi araştırıp bulmamız gerekir , aksı halde iftara ihbarları ile herkese parelerci damgasını vurmanın yanlış olduğunu söylüyorum..
Boş işlerle uğraşma yerine enerjimizi üretime vermemiz gerekir..
Artık bu pareler işini bitirip işimize bakmalıyız..
İyi günler..