·         Prof. Dr. Durmuş Deveci’nin KSÜ Rektörlüğüne atanması ile yeni bir simanın yeni bir soluk olacağı ve kuruma bir dinamizm getireceği ümidi olmuştu.

·         Deveci; şahsî meseleleri ve kamuoyunda tasvip görmeyen uygulamalarıyla ön plâna çıkarken; hakkında bir takım şuyuu vukuundan beter söylentiler dolaşmaya başladı.

·         Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimi’nin sahte rapor düzenlediği iddiaları, gündeme bomba gibi düşerken; rektörün bu konuda ne işlem yaptığı merak ediliyor.

·         Kamuoyunda paralel yapı olarak bilinen malum yapılaşmanın üniversite içerisinde yapılaşma konusu da son günlerde sıcak konuşulan konular arasında yer alıyor.

·         Buradan kamuoyun adına KSÜ Rektörü Prof. Dr. Deveci’ye 15 soruyu Rektör’e yöneltiyoruz ve kendisinden bu soru ve iddialara yazılı olarak cevap bekliyoruz.

 Rektör Deveci’ye 15 soru!

 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi.

Ya da kısaltması ile KSÜ.

1992’de kurulan KSÜ’nün 23 yıllık bir tarihi var.

Üniversitede kurucu rektör olarak 1992-1994 yılları arasında görev yapan Prof. Dr. Yusuf Vanlı’nın ardından Prof. Dr. Osman Tekinel ve Prof. Dr. A.Nafi Boytorun 8’er yıl ve Prof. Dr. M. Fatih Karaaslan 4 yıl rektörlük yaptı.

Son rektör ise halen görevde bulunan Prof. Dr. Durmuş Deveci.

**

Deveci’nin rektörlüğü biraz tartışmalı oldu.

30 Ekim 2014 tarihinde KSÜ’de yapılan rektör belirleme seçimlerinde dönemin rektörü Karaarslan 74 oy alırken; ilk 6’ya girenlerden Prof. Dr. İlhami Taner Kale 73, Prof. Dr. Durmuş Deveci ve Prof. Dr. Orhan Doğan 55’er, Prof. Dr. Ertan Bülbüloğlu 54 ve Prof. Dr. Aydın Akkaya 40 oy aldılar ve bu 6 isim, YÖK Başkanlığına bildirildi.

YÖK Başkanlığı ise bu altı isimden Deveci’yi ilk sıraya, Kale ve Karaarslan’ı ise ikinci ve üçüncü sıraya yazarak, Cumhurbaşkanı’na bildirdi. Cumhurbaşkanı da, kendisine gelen bu sıralamadaki ilk ismi yani Prof. Dr. Durmuş Deveci’yi rektör olarak atadı.

Üniversitede görevli 469 öğretim üyesinden, 459’unun oy kullanmıştı.

Deveci’nin aldığı oy, oy kullananların sadece yüzde 12’lik bir bölümüydü. Bir anlamda üniversitede görevli oy kullanma hakkına sahip olanların yüzde 88’i Deveci’ye ‘hayır’ diyordu.

Ama ne oldu, ne bitti ise Deveci 3’üncü sıradan gittiği YÖK’te birinci sıraya gelmiş ve Cumhurbaşkanı da atamasını yapmıştı.

Cumhurbaşkanımız, şunu söyleyebilir: “Ne yapayım, bana ilk sırada onun adı bildirildi!” Haklıdır da.

**

Günler çabuk geçiyor.

Deveci, 28 Kasım 2014 tarihinde görevi Karaaslan’dan devraldı.

Bugün 10 Ağustos 2015.

Yani geride 281 gün kaldı. Türkçesi, 9 aydan fazla oldu Deveci göreve başlayalı.

Ama üniversitede sorunlar çığı gibi de büyümeye devam ediyor.

Rektör yardımcısı, genel sekreter, rektör danışmanı, dekan, dekan yardımcı, bölüm müdürleri, başhekim ataması hep huzursuzluk oluşturdu.

Öyle ki, bu atamaların yanında uygulamaları ile de üniversitede huzursuzluk had safhaya çıktı.

Üniversite’nin Deveci’den önceki tarihinde sıkıntılar hiç bu kadar kamuoyuna yansımamıştı.

**

Aslında Deveci’nin Cumhurbaşkanımız tarafından bir bilim müessesesi olan şehrimizdeki üniversitenin rektörlüğüne atanmasının ardından; yeni bir simanın yeni bir soluk olacağı ve kuruma bir dinamizm getireceği ümidi olmuştu.

Bu ümit, hantal bir yapıya sahip üniversite için bir farklılıktı.

Ancak öyle görünüyor ki, üniversiteye bilim, ülke menfaati ve insanlık adına yeni şeyler kazandırmak bir yana kaldı.

Deveci; şahsî meseleleri ve kamuoyunda tasvip görmeyen uygulamalarıyla ön plâna çıktı. Hakkında bir takım şuyuu vukuundan beter söylentiler dolaşmaya başladı.

Bunların doğruluk derecesi nedir bilmiyoruz ama öğrenebilmek için de sorularımız var.

Buradan, kamuoyu adına Prof. Dr. Durmuş Deveci’ye şu soruları yöneltiyoruz ve cevabını bekliyoruz. Deveci, bu sorulara cevap verirse, noktasına bile dokunmadan objektif anlayışla bu sütunlardan yayınlayacağımızın da bilinmesini isteriz:

**

Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi

1- KSÜ Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi (ya da halk arasındaki adıyla Üniversite Fakültesi) Başhekimi, önceden sonuçları normal çıkmış hastaya verilmiş olan raporu değiştirerek ve iki tane başka hekimin yerine imza atarak ve teşhisi de değiştirmek suretiyle rapor düzenledi mi?

2- Bu konuyla ilgili evraklar Rektörlük makamına iletilmesine rağmen, ilgili Başhekim hakkında idari soruşturma başlattınız mı? Bu aynı zamanda adlî bir suç da teşkil edeceği için, adlî makamlara gereğinin yapılması için bilgi verdiniz mi?

3- Başhekim hakkında soruşturma açmak yerine, ona, şahsını koruma amaçlı bilgi vermek maksadıyla yazı yazdınız mı?

4- Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen’in Üniversite Şube Başkanı Doç. Dr. Hasan Furkan’a Rektörlük makamı tarafından açılan soruşturmanın bu konuyla bir ilgisi var mı?

5- KSÜ Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Tufan Mert aracılığıyla Eğitim Bir-Sen Üniversite Şubesi üyelerine, istifa etmeleri için mobbing uyguladınız mı veya uygulattınız mı? Üniversite’deki Eğitim Bir-Sen üyesi 11 kişinin aynı anda istifa etmesi bir tesadüf müdür?

6- Ülke gündemini son günlerde meşgul eden malum “paralel yapı”ya yakınlığı kamuoyu tarafından bilinen Ufuk Sağlık-Sen’e, üniversitedeki yapılanmasına yardımcı oldunuz mu? Bu yapılanma sizi rahatsız etti mi?

7- İç Denetim mevzuatına göre yasak edilmiş olmasına rağmen bir İç Denetçinin, Genel Sekreter olarak atanması, yasalara açıkça karşı gelmek değil midir?

8- Yönetiminizde malum “paralelci yapı”ya yakın olduğu üniversite kamuoyu tarafından bilinen kaç kişi dekan ve müdür olarak görev yapmaktadır?

9- Devlet büyüklerine ve özellikle sayın Cumhurbaşkanımıza ve iktidardaki AK Parti’ye çeşitli yollarla hakaret eden öğretim üyelerinden idareci atadınız mı?

10- Eski Türkiye’yi savunan, darbe tellâllığı yapan, daha öce “orduyu göreve çağıran”, dünden bugüne AK Parti hükümetinin düşmesini arzulayan kaç tane idareciniz var?

11- KSÜ Senatosunda “Mevzuat benim!” dediniz mi? Sizce bu ifade ve tavır, bir hukuk tanımazlık değil midir?

12- Göreve geldiğinizden bugüne kadar 2 defa öğretim üyesi alım ilânı verdiniz. Bu ilânlarda “paralelci” olduğu bilinen ve konuşulan kaç kişiye kadro verdiniz?

13- Özel şirket üzerinden kaç tane Adanalı personel istihdam ediyorsunuz? Eğer istihdam ettiyseniz, Kahramanmaraş’ta işsiz insan kalmadığı için mi Adana’yı tercih ettiniz? İşe alımlarda kendi şehrinizin insanını tercih etmek, hemşericilik adaletsizliğini doğurmuyor mu? Adı U.H. olan baba adı E.H. olan bir personel istihdam ettiniz mi? Bu personelin özelliği ne?

14- Akademik ilânlarla ilgili, size bilimsel ve adil kriterler hatırlatıldığında, keyfîliği yansıtan, “ayakkabı numarasına göre gene alırım!” ifadesini sarf ettiniz mi? Jürilerin hakkında olumsuz bilimsel yeterlilik raporu yazmış olmalarına rağmen atadığınız öğretim üyesi oldu mu?

15-İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?

 **

Soruları çoğaltmak mümkün!

Ama şimdilik bu kadarı ile yetinelim. Gerektiğinde bu soruları ve diğerlerini de kamuoyu adına yenileyeceğiz.