Daha önce konuyu dile getirdiğime bize ‘anlamsızca’ tepki gösterenler vardı.
İstemezdim, ‘Sen haklıymışsın’ denilmesini; ama bugün birçok kesimden de ‘haklı’ olduğum yönündeki ifadeler gelmesi konunun vahametini ortaya koyuyor.
Yaradan, kimseye yaşatmasın onların yaşadığını.
Elbette zor; vatanından, ocağından ayrı düşmek.
Hani derler ya ‘Allah düşmanımın başına vermesin’ diye.
İşte, Suriyelilerin yaşadıkları dramda böyle bir dram.
**
Sığınmacı mı, misafir mi olduklarını tanımlayamadığımız Suriyelilerin; ülkemizde kalış süreleri bilinmiyor.
Suriye’den kaçanın canını kurtardığı günler hala devam ediyor.
Bu insanlar ne olacak?
Kimse de bir şey söylemiyor.
Yetkililer, ‘mis afir’ diyor.
Halk ‘sığınmacı’ diyor.
Büyük bir kesim, ‘bunlar artık kalıcı, yenileri gelmese bari’ duasına çıkıyor.
Kahramanmaraş’ta sayıları, Valimiz Şükrü Kocatepe’nin ifadesi ile 50 bin 973 kişiye ulaştı.
Bunların 15 bin 600’ü çadırkentte yaşıyor.
35 binden fazlası da kentin çeşitli yerlerinde kendi imkanları ile kalıyor.
**
Valimizin ifadesi ile yaklaşık 51 bin Suriyeli, Kahramanmaraş’ta yaşıyor.
Bu rakam, il genel nüfusunun 20’de 1’ine eşit; çünkü Kahramanmaraş’ın nüfusu 1 milyon 75 bin küsür.
Bu rakama bazı ilçelerimizde bulunan Suriyeliler dahil mi bilemiyoruz.
Ama bilinen şu ki; bu rakam Nurhak (13 bin 414), Ekinözü (13 bin 461), Çağlayancerit (25 bin 276), Andırın (35 bin 943) ilçelerimizden fazla; Onikişubat’ın (357 bin 870) 7’de 1’i; Dulkadiroğlu’nun (216 bin 701) 4’te 1’i; Elbistan’ın (140 bin 493) 3’te 1’i, Afşin’in (82 bin 662) 1.5’ta 1’i.. Neredeyse Pazarcık (68 bin 843), Türkoğlu (67 bin 886) ve Göksun (53 bin 157) ile eşitler…
Bu yaklaşık 51 bin Suriyeli’nin sağlık hizmetleri Kahramanmaraş’taki hastanelerde sağlanıyor.
Gidin Necip Fazıl Şehir Hastanesi’ne, giden Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne kent halkından çok Suriyelilere rastlarsınız…
Özellikle Şehir Hastanesi’nin Yörükselim binasında yerli halk neredeyse muayene olamıyor.
**
Kentin en merkezi yerinde (Kent Park Civarı) onlarca Suriyeli’ye ait olduğu iddia edilen işyerleri var.
Lokantalar, kuyumcular, konfeksiyoncular…
Kıbrıs meydanından geçen her 10 araçtan 1’inin Suriyeli plakaya sahip olduğunu görebilirsiniz.
Kent Park’ta akşamları yerli halka yer kalmıyor.
Sokaklarda, caddelerde dilenen binlerce Suriyeli var. Dilenmeyen de var, mendil satıyor, tatlı satıyor bir şeyler kazanmaya çalışıyor…
**
Suriyeliler konusu, Kahramanmaraş’ın çözümlenemez sorunu haline geldi.
Mızrak çuvala sığmazmış.
Güneş balçıkla sıvanmazmış.
Çadırkentteki Suriyeliler belki de güvenli biçimde yaşamlarını sürdürüyor, ya şehir içerisinde her türlü güvenlikten yoksun olanlar…
Halk artık tahammül sınırlarının üstünde yaşıyor.
Medyaya yansımayan onlarca olaydan bahsediliyor.
Muhtarların şikayetleri var, mahalle sakinlerinin şikayetleri var.
**
İşin tersi, konu gündeme geldiğinde yetkililer ateş püskürüyor:
“Ne yapalım, bunları geri mi gönderelim!”
Konu ne zaman gündeme taşınsa, yetkililer tepki gösteriyor:
“Ne yapalım, bunları geri mi gönderelim!”
Yani hep aynı türkü.
“Gene yeşillerdi fındık dalları.
Zaten yeşil idi fındık dalları…”
**
Kahramanmaraş ile Suriyelilerin, özellikle Halep ve civarında yaşayanların aşkını bilmeyen yok.
Birbirlerini çok severler.
Hatta, Suriye’de iç karışıklık yaşanmadan önce Kahramanmaraş’tan her hafta sonu 3-5 otobüs, onlarca otomobil Suriye yollarına düşüyordu.
Ticaret mi?
Ziyaret mi?
Hem ziyaret, hem ticaret mi?
İsterseniz bugün Kahramanmaraş’ta adeta ‘metres’ gibi, ‘kuma’ gibi yaşayan Suriyeliler olup olmadığını bir araştırın…
Kimlerin neyi, nasıl sahiplendiği bir gündeme gelsin…
**
Sanayide, kentteki işyerlerinde kaça ve sigortasız çalıştırılan binlerce Suriyeli olduğunu sağır sultan biliyor.
Bağlarda, bahçelerde Türk işçisinin 10’da 1 ücreti ile çalıştırılan yüzlerce Suriyelilerden bahsediliyor.
Peki devlet bunlara çalışma izni verdi mi?
**
Suriyeliler konusu bir an önce çözüme kavuşturulmalı, yetkililer tarafından…
Yarın farklı sonuçlara doğru gidebilir.