Yaklaşık 13 yıldır tanıdığım Başkan Okay, her zaman halkın içinde ve halkın fikirlerine önem veren tecrübeli bir siyasetçi.
Basın mensupları ile istişareyi de ihmal etmeyen, fikir alışverişinde bulunan ender siyasetçilerden biri.
Biriyle tokalışırken, gözlerinin içi güler tebessümle hal hatır sorar. Karşısındaki insanı ciddiye alır. Bu tebessüm siyasetçi ile halk arasındaki en büyük köprüdür aslında.
Kendisi 30 Mart yerel seçimlerinden önce gazetemizi ziyaret ettiğinde sormuştum; “Neden Dulkadiroğlu?” diye. Hepimizin de bildiği gibi Büyükşehir Yasasıyla birlikte Dulkadiroğlu İlçe sınırları içerisine dahil edilen yerleşim alanları belediye hizmetlerinden yok denilecek kadar az nasibini almıştı.
Sayın Okay, o zaman şu cevabı verdi; “Dulkadiroğlu ilçemizde yapılacak çok iş var. Bu yüzden buradan aday oldum. Ben halkımıza hizmet etmek istiyorum. İnşallah Dulkadiroğlu’nu yeniden inşaa edeceğim ve halkımıza hizmet sunmanın mutluluğunu yaşayacağım.”
Haliyle siyasetteki tecrübesi kentin bütün sorunlarına hakim kılmıştı. Dulkadiroğlu’nun da neye ihtiyacı olduğunu çok iyi biliyordu.
Evet, Başkan Okay zora talip olmuştu. Dulkadiroğlu’nda yapılacak çok iş vardı.
Derken halk, O’na güvendi ve seçti. Halkın güveninin boşa çıkmayacağına eminim.
Zaten yaklaşık 7 aylık süreçte de yaptığı çalışmalarıyla kendini gösterdi.
Teknik belediyeciliğin yanı sıra sosyal ve kültürel anlamda yaptığı çalışmalarla farkındalık yarattı.
Yine bir sohbetinde, gezmeyi sevdiğini, en üst düzeyde hizmet sunmak için başarılı belediyelerin örnek çalışmalarını incelediğini söylemişti. Yüzüne ve ses tonuna yansıyan hizmet heyecanı ile sözlerine şunları ekledi: “Göreceksiniz Neşe Hanım Dulkadiroğlu çok mükemmel, modern bir kent haline gelecek. Bizim çalışmalarımız örnek alınacak. Ben kendime ve ekibime güveniyorum.”
İnsan yaptığı işi severse hizmet heyecanı olur. Başkan Okay’da da bu heyecan fazlasıyla var.
Bana göre o gerçek anlamda bir Şehrül-Emin. Çünkü Okay, gerçekten güvenilir ve verdiği sözü unutmayan, yerine getiren bir siyasetçi olmaktan öte önce adam gibi adam.
Belki içinizden bazıları çok abarttığımı düşünebilirsiniz. Ama Başkan Okay’ı yakından tanıyanlar bu yazdıklarımın altına imza bile atarlar.
Bu zamanda güvenilir, verdiği sözü tutan siyasetçi bulmak çok zor. Hele de seçildikten sonra ulaşmak çok daha zor. Kıymetini bilmek desteklemek lazım.
Başkan Okay’ın 7 aylık hizmetlerinden bazılarına bakacak olursak, teknik belediyecilik bir yana sosyal ve kültürel anlamda yaptığı çalışmalarıyla gerçekten farkındalık yarattı.
Örneğin, seçilir seçilmez bir Osmanlı geleneği olan Bayram Kahvaltı programını gerçekleştirdi. Bayram namazının ardından komşuları bir arada kahvaltı sofrasında buluşturdu.
Ata sporumuz güreşe büyük katkılar sağladı. Güreş festivallerine öncülük etti. Gerekli altyapıyı sağladı.
Amatör spor kulüplerine destekten kaçınmadı. Sanatsal çalışmalara öncülük etti.
Geleneksel Çocuk Şenliğinde çocukları sevindirirken büyükleri de çocukluklarına döndürdü.
Yaptığı hizmetlerde bir yandan gelenekleri yaşatmaya çalışırken, toplumda yardımlaşma ve dayanışma duygusunu da uyandırmaya dikkat ediyor.
Organ bağışına destekte bulundu. Eğitime, kültürel, sanata, spora vs.
7’den 70’e hitap eden çalışmalar yaptı. 7 ayda yapılanların hepsini sayamam burada.
Evet, güzel hizmetler yaptı.
Fakat kendisi çok mütevazı olduğu için reklam yapmayı sevmiyor.
Eee O reklamı sevmiyorsa, “marifet iltifata tabidir” düsturu ile bize de O’nun yaptığı hizmetleri yazmak düşüyor.
İşinde profesyonel düşünür, ahbap çavuş ilişkisini sevmez.
Sözün özü, az öncede söylediğim gibi O, Şehrül-Emin olmanın özelliklerini taşıyor. Ufku açık, gayretli bir belediye başkanı.
Başarılarının devamını diliyorum. Esen kalın.