Bugün Türkiye de bir çok ilde yapılan Ramazan etkinliklerini televizyonda haberlerde canlı yayında, gazete haberlerinde internet ortamında görüyoruz..

İftar vermek çok sevabdır, ancak namaza mani olmamalı !

Bu sebeple sevap kazanalım derken, iftar sonrası, müzik, eğlence vs. etkinliklerle Akşam Namazı, Yatsı ve Teravih namazını kaçırarak elde edilen günahın çok daha fazla olduğunu unutmayın..!

Bir hocamıza : Ben gazeteciyim dini konu şunu hoca olarak siz söyleyin biz yazalım! Dedim hoca :” Aman beni karıştırma belediyelerle karşı karşıya gelmeyim !” dedi.

Yük bizim omuzlarımıza kaldı: Yolda giderken bir oruçluya bir hurma veya bir zeytin , bir ekmek, bir kap çorba verilse de iftar verme sevabına kavuşulur.

Peygamber efendimiz, “Bir kimse, bu ayda bir oruçluya iftar verirse günahları affolur. O oruçlunun sevabı kadar ona sevab verilir” buyurunca, Eshab-ı kiramdan bazıları, bir oruçluyu iftar ettirecek kadar zengin olmadıklarını söylediler. Onlara cevaben “Bir hurmayla iftar verene de, yalnız suyla oruç açtırana da, biraz süt ikram edene de bu sevab verilir” buyurdu. (Beyhekî)

Mesele bu ! iftar vermek açık büfe yüz çeşit yemek vermek değildir.. önemli olan güler yüzle bir kap çorba ile bile iftar olur.. Bir birimizi sevip iftar yemeğine gitmeliyiz..

Yine bir hadis-i şerifte, : Ramazanda bir misafire oruç açtırana Sırat köprüsünü geçmek kolaylaşır” buyuruldu. (V. Necat)

Önce : hısım akraba, komşularınız olmak üzere , çevrenizdeki yakınlarınıza iftar yemeği verin, iftar fakire verilir diye bir şey yok, fakir zengin herkese, yani Oruç tutan herkese verilerek aynı sevap kazanıla bilir.. yeter ki iyi niyetli olun..

Yemek yedirmek çok sevabdır. Hele oruçluya yedirmek daha çok sevabdır. Oruç tutanın sevabı kadar sevab alır, oruçlunun sevabından eksilme olmaz.

Peygamber efendimiz, : “Ramazan ayında bir oruçluyu su ile iftar ettiren, anasından doğduğu günkü gibi günahsız olur ,” buyurunca da, Eshab-ı kiram, “Su az ve kıymetli iken mi?” diye sual etti. Onlara cevaben (İsterse nehir kenarında versin, aynıdır) buyurdu. (V. Necat)

Yemek yedirmeyi nimet bilmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Amellerin en faziletlisi, bir müminin aybını örtmek, karnını doyurmak ve bir ihtiyacını karşılamak suretiyle onu sevindirmektir.) [İsfehani]

Hadisi şerif :(Allahü teâlâ, yemek yediren cömertle meleklerine övünür.) [İmam-ı Gazali]

Hadisi Şerif : (Misafir, sofrada bulunduğu müddetçe, melekler, ev sahibine dua eder.) [Taberani]

Son bir hadisi şerif : (Cennette öyle güzel köşkler vardır ki, bunlar, tatlı konuşan, yemek yediren ve herkes uyurken namaz kılanlar içindir.) [Tirmizi]

İftar yemeği ve normal yemek daveti için elbette daha bir çok hadisi şerif var kaynaklarda ancak biz burada bir iki konuya değinmek istiyorum..

Dinden haberi olmayan aklı evveller : “Ben kimsenin iftarına gitmem evimde yerim !” diyorlar.. gurur ve kibir üst düzeyde !..bu söz çok yanlıştır.. komşunun, aile fertlerinin yakın akraba ve arkadaşlarının iftar yemeğine gitmek davette icabet etmek Vaciptir..

Komşun Ali seni çağırsa : Sende onu hakir görerek veya prensibim diyerek onun iftar yemeğine düğün yemeğine gitmesen vacibi terk etmiş olursun, hatta hadis ve emre karşı duruş sergilediğin için büyük günah kazanırsın..

Bu sebeple : İftar Yemeği Fakire verilir sözü yanlıştır.. Kahramanmaraş’ın en zengin adamını , şehrin en fakir kişisi çağırsa , onun yemeğine veya iftarına giderek iftar etmelidir.. tabi geçerli bir mazereti yoksa !..O beni yemeğe çağırmıyor. Onu niye çağırayım dememelidir! Yemeğe çağırırken de, yemeğe giderken de yalnız Allah rızasını düşünmelidir!

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan :” Fakir ailelere iftara gider bunun bir hikmeti vardır !..

Yemekte günah işlenen davetlere gidilmez. Fakirlerin davetine gitmeyip de, zenginlerinkine gitmek kibirdendir. Kendinden aşağı olanları ziyaret etmek de tevazu alametidir.

Düğün yemeğine davet olunanın gitmesi sünnet, başka ziyafetlere gitmek müstehaptır.

Bazı âlimler ise, (Düğün yemeğine gitmek vacip, diğer davetlere gitmek sünnettir) demişlerdir.

Eğer İftar yemeğinde : Müzik – eğlence var, akşam namazı, yatsı ve teravih namazı kılınamayacaksa, yani iki farz namazı terk edeceksek bu yemeğe gidilmez !..

Bir milyon kişiye iftar yemeği verse bir farz namazının yerini tutamaz bu sebeple iftar veren kişinin namaz ortamını da hazırlaması gerekir..

Belediyelerimiz ise etkinlik yaparken, Akşam Namazı, Yatsı Namazı ve Teravih namazını düşünerek etkinlik yapmalı, programları iftar öncesine alabilir..

Namaza mani olan hiçbir etkinliğin önemi olmadığı gibi: orada bulunan binlerce kişinin günahına ortak olmakta var iyi düşünün !.. programınızı ona göre yapın !

Sevap yerine , günah kazanmayın !..

Hayırlı Ramazanlar..