Kirlenmiş bilginin içinden temizi doğruyu ayıklamak oldukça zordur. Hele de bunlardan tabu değerine ulaşmışları ayıklamak daha da zordur. Günlük yaşamda çok farklı kanallardan bilgileniriz. İşiterek, görerek, okuyarak ve yaşayarak... İlk iki kanaldan edinilen bilgiler, edinenin anladığı kadar olur, elbette. Anlamak, algılamak, yorumlamak da bir kültür ve bilgi ister. Bu altyapı yoksa anlamak, özümsemek ve ifade etmek zorlaşır. Ne diyor Hazreti Mevlâna? “Benim anlatmak istediğim, karşımdakinin anladığı kadardır.” Bir bardağın alacağı su bellidir. Siz o bardağa bir sürahi su dökerseniz elbette fazlası boşa gider. Dilimizde bir de “kaz”ı koz anlamak deyimi var.
Dar kaplı insanlarda en doğru bilgiler bile dilden dile, kulaktan kulağa değişime uğrar, aslından uzaklaşır, kirlenir. Kişi hangi kanaldan bilgilenirse bilgilensin; onu özümseyemeyen kafalarda bilgi, değişime uğrar, gerçeğinden uzaklaşır ve saptırılır. Bilgi gerçek kaynağıyla örtüşmüyorsa, kirlenmiş demektir. Yanlış anlama, eksik aktarma ya da yanlış yorumlamalarla bilgi hepten kirlenir. Bu kirlilikte doğruyu, temizi aramak ya da yanlış bilgilenmenin neden olduğu olumsuzlukları düzeltmek gerçeği öğrenmekten daha da zor olur.
Bilgi kirliliği yaşayan toplumlar, cehaletten kurtulamazlar. Doğruyu öğrenmekte zorlanırlar. Özellikle dedikodu boyutlu yanlış bilgiler daima kaynağına ve çevreye zarar verir. Kısacası saptırılmış, gerçeğinden uzaklaştırılmış bilgiler, doğruya engel olur ve de içinde büyük ölçüde yanlışlar barındırır; bilgi kirliliğine yol açar. Kirli birçok nesne temizlenebilir; ancak bilgi kirliliğini temizlemek, açtığı yaraları otamak pek öyle kolay değildir.
Temiz bilgi, gerçeği ve doğruyu ifade eder. Hiçbir zaman değerinden bir şey kaybetmez. Güven sağlayarak, kuşkuyu kaldırır ortadan. Ortak paydaları besler, birliğe, beraberliğe zemin hazırlar. Oysa kirlenmiş bilgi önyargı oluşturur, toplum zarar verir, güveni zedeler. Nifakı körükler, ayrışımlara, düşmanlıklara neden olur ve sosyal barışa zarar verir. Bu olumsuzluklara meydan vermek istemiyorsak, yalan yanlış bilgilerle gerçek ve doğru bilgilerin ayırımına varmalıyız. Mutlaka bilgilerimizi test etmeli, kaynağına inmeli, doğrulara ulaşmalıyız, zor da olsa...
Belleğimizi, kirlenmiş bilgilerle dolu bir çöplüğe çevirmekten sakınalım demek geçiyor içimden. Kabul görür mü bilemem.