Kahramanmaraş daha 20-25 yıl önce Serintepe, Yatılıbölge, Mercimektepe, Nahırönü, Bahçelievler, Namıkkemal, Sakarya, Pınarbaşı arasına sıkışmış bir il merkeziydi.

Bugün Göksun, Ekinözü, Nurhak, Çağlayancerit, Pazarcık, Türkoğlu, Andırın, Düziçi arasında devasa bir alana sahip.

Osmaniye’nin Düziçi ilçesi ile komşu bir il merkezimiz var.

İlçelerimizden Afşin ve Elbistan ile sınırı yok, il merkezinin..

Merkez alanı büyüyeceği için de iki ilçe olduk; Dulkadiroğlu ve Onikişubat diye…

İki ilçeyi de birbirinden Osmaniye Yolu’nu takiben Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Azerbaycan Bulvarı, Atatürk Bulvarı, Boğazkesen, Uzunoluk, Akdere güzergahı ayırıyor.

**

Şu andaki yerleşim yerlerinin dağa yoğunlukta olduğu Kavlaklı’dan toplu taşıma aracına binen bir vatandaş, şehrin bir ucundaki Hastane’ye gitmek için iki araç değiştirmek zorunda kalıyor.

İşte böylesine büyük bir il merkezi haline geldi, Kahramanmaraş..

30 Mart 2014 seçimleri ile birlikte de büyükşehir belediyesine kavuşuyoruz.

Artık, Türkiye’nin 30 büyükşehir belediyesinden biri olacağız.

Ne mutlu bize…

**

Önceki gün; Kahramanmaraş-Kayseri Karayolu’nun Kahramanmaraş-Tekir, Tekir-Göksun arasında yapımı devam eden yol inşaatlarındaydık.

Kahramanmaraş’ta ilk kez viyadükten geçtik.

İlk kez tünelden geçtik, üstelik iki ayrı tünelden.

Tekir’den sonra Kurucaova’ya indik. Oradan önce ilk tüneli, sonra ikinci tüneli gördük.

Tünel ve yol işlerinden anlamam, ama inşaatçıların deyimi ile ‘kabası bitmiş’ bir halde gördük.

Altyapı çalışmalarına başlanacak.

“Hedef 2015” denmişti geçen yıl tünel için ilk kazma vurulduğunda…

Bir yıl geçmiş aradan ve gördüğümüzde ‘Türkiye gerçekten çağ atlamış’ dedik.

**

Bir grup gazeteci arkadaşla birlikte NFK Kültür Merkezi’nde buluşuyoruz.

Saat yarım gibiydi; iktidar milletvekillerimizden Sayın Sıtkı Güvenç geliyor, aramıza…

‘Bismillah’ deyip kontak çeviriyor, aracın kaptanı.

Belediye otobüsündeki kafilemize önce Valilik Konağı önünde Sayın Valimiz Şükrü Kocatepe dahil oluyor.

Giderken Hasancıklı köprüsünü geçince sağda duruyoruz; hep birlikte iniyoruz BMC’den.

Bulutoğlu Ticaret’in (Ali Bulut) hemen önündeyiz.

Bölge halkı karşısında Vali’yi, Milletvekili’ni ve bir grup gazeteciyi görünce ‘Bismillah, hayırdır inşallah..’ demekten kendini alamamıştır, sanırım.

Selamlaşma, hoşbeş faslı başlıyor.

Hemen derme-çatma sandalyeler, tabureler getiriliyor; ‘buyur’ ediliyor devlet erkânı ve gazeteciler…

Orada iktidarın diğer vekillerinden Sayın Yıldırım Mehmet Ramazanoğlu’nu bekliyoruz.

Bu arada iktidarın büyükşehir belediye başkan adayı Sayın Fatih Mehmet Erkoç’un da buradan kafileye dahil olacağı bilgisini veriyor; meslektaşım Yener Atlı…

Bekleyiş sırasında çay ikramı var…

Sigara içenler, Sayın Valimiz’e yakalanmamak için kuytulara gidiyor; bir iki fırt nefes çekmek için…

Sonra beklenilenler geliyor:

Önce Erkoç ve ekibinden il başkanı Mehmet Eken, Baro Başkanı Metin Doğan, il yönetim kurulu üyesi M. Uğur Dilipak var ilk gelenlerden (unuttuklarımız kusura bakmasın)…

Ardından vekilimiz Ramazanoğlu dahil oluyor.

Yeniden ‘bismillah’ deyip çıkıyoruz yola…

**

Kürtül rampasını çıkarken, bizim BMC’nin sol tarafı yine kalkmıyor havaya…

Kaptan ‘mahcup’.

Valimizin yakın koruması, bizim Mahmut, Sıtkı beyin şoförü ön taraftayız ya; ‘Ha gayret…’ diyoruz yalpa yaparak giden otobüse..

Otobüs otomatik vites.

Her şeyi otomatik.

‘Sağ çek dur, beyni resetle’ tavsiyemiz var kaptana… ‘İlk fırsatta sağa çekeceğim’ diyor.

Otobüsün arka bölümünde de diğer konuklar var.

**

Bir ara, arka tarafa doğru ilerliyorum.

Fatih Mehmet Erkoç’un yanında Yener Atlı oturuyor. Ben gelince kalktı ve sağolsun ‘saygı’ göstererek yerini bana bıraktı.

Erkoç, “Akif bey… Bu yolların her karışında emeğim var, kaç kez güzergah değişti…” diyor.

“Bu kesin güzergah mı?”

“Evet…”

Laf lafı açıyor:

“Akif bey, Kahramanmaraş’la ilgili hayallerim var. İnşallah nasip olursa, Kahramanmaraş’a çok büyük yatırımlar getireceğiz. Ayvalı Barajı’nı kullanarak kentin içinde bir nehir oluşturacağız. Yollarımızı yapacağız, tüm ilçelerle ve şehir içinde ulaşımı çözeceğiz. Hafif raylı sistem var….”

Erkoç anlatıyor, ben dinliyorum.

Arada bir soruyorum, o cevaplıyor.

**

Erkoç’un hayali, aslında hepimizin yani her Kahramanmaraşlının hayali.

Çevremizdeki büyükşehirlerle olan şehirleşme ve sanayileşme alanındaki makasın daraltılması için çaba gösterecek.

Belki 5 yılda olmaz ama ikinci bir 5 yılda Gaziantep’i, Kayseri’yi, Adana’yı yakalama şansımız var.

Kahramanmaraş, 30 Mart’tan sonra yeni bir hamle başlatacak.

Bu hamlede tüm Kahramanmaraş’ın, Kahramanmaraşlının katkısı olmalıdır.

Siyasetçisinin, bürokratının, gazetecisinin, esnafının, işadamının, işçisinin, ev hanımının, öğrencisinin velhasıl bu kentte nefes alan herkesin bu hamleye katkı vermesi gerekir.

**

Erkoç’un hayalleri, hepimizin hayalleri!

Kahramanmaraş’ın, Kahramanmaraş’ı sevenlerin hayalidir gerçekte Erkoç’un hayali.

Kahramanmaraş – Kayseri Yolu’nun Kahramanmaraş – Göksun arasındaki bölümü ile ilgili gelişmeleri anlattı, Erkoç…

Kanunun yüklediği görevlerin elbette yapılacağını, ancak kendisinin kanunun öngördüğü hizmetlerin dışında Kahramanmaraş’a projelerinin olduğunu söyledi.

**

Kürtül Rampası, Andırın Yol Ayrımı, Çağlayan Köyü, Tekir Beldesi derken yönümüzü Kurucova’ya çeviriyoruz.

Daha önce temel atma töreni için gelmiştik buraya.

Orada otobüsten indik, minibüslere bindik.

Ben diyeyim 40, siz deyin 60 araç vardı.

Bir kısmı inşaat firmasının şantiyesindeki araçlar, bir kısmı siyasetçilerin ve bürokratların geleceğini duyup seğirtenlerin araçlarıydı.

Hal böyle olunca, ‘basın’ biraz geride kaldı.

**

Tünele en son araçla girdik.

Çift yönlü tüpler oluşturulmuş, ancak yollar henüz ham yol.

Tünelin girişi ve çıkışı, henüz köy yolları gibi.

Zaten bağlantıları da yok.

Ama tünele girerken de, çıkarken de farklı bir duygu yaşıyorsunuz.

1980’li yılların hemen başında ilk kez il dışına sınava gitmiş biri olarak o günlerden bu günlere geliyoruz.

Bizim Göksunlu dostlarımız, şimdiki mevcut yoldan giderken ‘Ahaa şu karşı ki yoldan, Saraycık belinden aşar giderdik. Ancak bir araba sığardı...’ diye anlattıkları yerden şimdi çağın en kaliteli karayolu geçiyor.

Bu yolun hikayesi uzun.

Yol bitmeden hikaye de yazılmaz zaten.

Şu bir gerçek ki; bu yol Kahramanmaraş’a ve dolayısı ile Göksun’a çok şey katacak.

Elbistan’ı yakınlaştıracak.

Afşin’i yakınlaştıracak.

Ankara’yı, Kayseri’yi, İstanbul’u yakınlaştıracak.

**

Dedik ya: Erkoç’un hayalleri, hepimizin hayalleri.