Kahramanmaraş’ta futbolcu yetişmiyor?

Teknik adam, antrenör yetişmiyor?

Yönetici gelişmiyor?

Kahramanmaraş’ta futbol kalkınmıyor?

Sahi, bu soruların cevabını şapkamızı önümüze koyup hiç düşündük mü?

Kahramanmaraş ili, profesyonel futbol heyecanı ile 1980’lerin ilk yarısında tanıştı.

1983-1984 Sezonu sonunda Terfi Ligi’nde şampiyon olan Kahramanmaraşspor, 1984-1985 Sezonu ile birlikte de profesyonel liglerde yer almaya başladı.

Kısa sayılacak bir sürede, yani 4 sezonun sonunda da Birinci Lige yükseldi.

Bir sezon bu ligde kaldı, gerisin geriye İkinci Lige, Üçüncü Lige düştü.

Sahi, neden yukarıdaki sorulara bugüne kadar cevap veremedik.

Tek cevap şudur, kuşkusuz: Küçük olsun benim olsun, zihniyeti.

**

“Altyapıya önem vermeden, futbolda başarıya koşamayız!”

Bu teşhise, futboldan anlayan da anlamayan da katılır elbette.

Ancak buradaki ‘altyapı’dan anlayış tarzına göre de bu teşhise katılım farklılık kazanır.

Kimine göre yaş kategorisi takımlarını oluşturmak altyapı demektir.

Ama asıl olan altyapı; yöneticiler, antrenman yapacak tesisler, antrenörler, malzemeler, araçlar, barınma yerleri gibi unsurlardır.

Eğer bunlar yoksa istediğiniz kadar yaş kategorisi oluşturun yerinizde saymaya da devam edersiniz.

Yöneticiler bu şehirde ‘kerhen’ ve ‘sevda yükü’ ile ortaya çıkan ama saygı duyulması gereken insanlardır.

Annelerinin, babalarının, ailelerinin, çocuklarının rızkını keserek, başkalarının çocuklarının spor yapması için uğraş veren kişilerdir.

Bugün Kahramanmaraş’ın futboluna hizmet eden yöneticileri bir çırpıda hatırlayabilir miyiz, geçmişten bugüne kadar:

Tenekeci Kemal. Muhtar Vedat. Tekkeli Murat. Sağlıkçı Kayabaşı. Lokantacı Salih Baba. TEK’çi Derviş. Kuyucaklı Kahveci Atilla.

Belediyeci Muzaffer. Sucu Kadir. Camcı Celal. Kapıcı Mustafa. Bıçakçı Hasan.

Bunlar bir çırpıda aklınıza gelebilecek isimler, dünden ya da bugünden. Yazamadıklarımız hoş görsünler.

**

Neyse konumuza dönelim.

2008’de yapılan bir takım toplantılarda futbolun gelişmemişliğinin tek nedeni olarak ‘antrenörlerin bir çatı altında’ olmaması gösterildi.

Yani yerel deyimle tek eksiğimiz fıstığı yeşillikti.

İki kez yapılan, üçüncüsü gerçekleştirilemeyen o toplantıların sonunda TÜFAD, yani Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği’nin kurulması kararı çıktı.

Bu işi yürütmek üzere de Kahramanmaraşspor’un eski antrenörlerinden Mesut Çanak görevlendirildi.

Çanak, beraberine aldığı iki isim ile birlikte TÜFAD’a başvuruda bulundu.

Uzun lafın kısası TÜFAD Genel Merkezi, Kahramanmaraş Şubesi’nin kurulması için Mesut Çanak ve arkadaşlarına yetki verdi.

2008 yılı içerisinde şube kuruldu, 2009 yılında da ilk genel kurul yapılarak yönetim oluşturuldu.

Kerhen, ilk yönetimde bu satırların yazarı olarak ben de yer alıyordum.

Ancak, bu birliktelik çok kısa sürdü.

Fikir olarak, çalışma biçimindeki aykırılık olarak ters düştüğümüz için istifa ettim.

İyi mi ettim, kötü mü ettim.

Ama istifa ettim.

**

Geçenlerde TÜFAD, Kahramanmaraş’taki amatör spor kulüplerinin başkanları ile bir toplantı yapmış.

TÜFAD’ın 12 Şubat Stadı altındaki merkezinde.

Katılan kaç kişi bilmiyorum ama, bizim deyimimizle fiyasko ile sonuçlanan bir toplantı olmuş.

Toplantıya katılan basın mensubu arkadaşların gönderdiği haberdeki resimde iki başkan vardı.

Oysa Kahramanmaraş’ta amatör liglerde yer alan 34 kulüp var.

O toplantıda Mesut Çanak, şu ifadeleri kullanmış, özetle:

“Kahramanmaraş’ta 30 yıldan bu yana faaliyet gösteren amatör kulüplerimiz var. Fakat hiçbir amatör kulübümüzün ligde oynayan bir futbolcusu yok.

Buda bir yerlerde bir yanlış yaptığımızı gösteriyor.

Kahramanmaraş futbolunun durumu herkesin bildiği gibi ortada. Kahramanmaraş sporunu kimin nasıl yönettiğini herkes biliyor.

Dışarıda konuşulan her şey afaki olan konuşmalardır.

Bizler bu işi fahri olarak yapıyoruz. Herkes hiçbir menfaat beklemeden Kahramanmaraşspor’a katkı sağlama gayreti içerisinde. Gelişen birkaç olay asla bizi gayemizden saptırmaz.

Bu işte meslek edinmiş kişiler var.

Bu kişiler toplu bir şekilde bir kulübe gidiyorlar. Bunlar toplanıp her yıl bir kulübe gidiyorlar. O kulübü şampiyon ediyorlar. Her yıl değişik yerlerde bulunuyorlar. Onlar için bir üst lige çıkma gayesi yok. Sadece bulundukları yerde şampiyon olma gayesi var.

Bizim birinci gayemizin bu olmaması lazım. Bu işin alt yapıdan gelmesi gerekiyor. Kısır döngüde hiçbir takım bir yere gelemiyor.

Bu yanlışları düzeltmek için bir araya geliyoruz. Bu yanlış biz antrenörlerden kaynaklanan bir konu. Fakat kulüp başkanları da bu işe çanak tutuyorlar. Onları yönlendirmek bizim esas görevimiz.

Kahramanmaraş futbolunun nereden nereye geldiğini görüyoruz. Kahramanmaraş futbolunu kimlerin yönettiği ortada.

Yöneticiliği oyunla bağdaştırmışlar. Onu toplum başarılı olarak görüyor. Kahramanmaraş futbolu bu durumda.

Ben bu işi yapıyorsam tecrübem varsa hiç kimseye bu iş karşısında boyun bükmem. Bu konuda kimse bana donanımsızsın diyemez.”

**

Düne kadar büyük saygı duyduğum Mesut Hoca’nın bu sözleri beni şoke etti.

Neden?

Futbolun gelişmemişliğinin nedeninin kulüp yöneticilerine bağlamak, kendini aynanın karşısında görmemektir.

Düne kadar yapmadıklarını, yapmamak için köşe bucak kaçtıklarının üstünü örtmektir.

1984’te Kahramanmaraşspor profesyonel olduğunda Mesut Çanak nerdeydi?

O günden bugüne kadar nerede?

Kahramanmaraşspor, lepir lepir dökülürken ‘Benim de çorbada tuzum olsun’ demeyenler, şimdi neden ortaya çıktılar?

Dünlerde Kahramanmaraşspor futbolcusuna, hocasına, çalışanına maaşını ödeyemezken ‘Bizi bu kulüp yetiştirdi’ diyerek elini taşın altına sokmayanlar şimdi neden ortaya çıktılar?

Çok değil, daha üç sezon önce Kahramanmaraşspor sefilleri oynarken, bir sezonda 4’üncü teknik adamı getirmişken ‘Aman bana görev teklif etmesinler’ diyerek köşe bucak kaçanlar şimdi neden ortaya çıktılar.

Sizce neden?

Bence artık Kahramanmaraşspor’un parası var.

Geleceği de oldukça parlak.

**

Mesut Çanak hocaya şunu sormak lazım:

- Futbolcuyu kulüp mü yetiştirir, antrenör mü?

Kulüp tüzel bir kişiliktir; canı yoktur, düşüncesi yoktur, ruhu yoktur, hareket edemez, eylem yapamaz, yol gösteremez.

Ama kulüpleri yöneticiler yönlendirir.

Yani Mesut Çanak hoca dolayısı ile “30 yıllık yöneticilerimiz var, bir futbolcu yetiştirmemişler” diyorsa da bu düşünce hepten yanlış!

Bize yeryüzünde bir tane örnek göstersinler; bir yöneticinin futbolcu yetiştirdiğini.

Futbolcuyu antrenör yetiştirir.

Antrenör futbolcuya kişilik kazandırır.

Yeteneklerini geliştirir.

Yani Mesut Hoca’nın bu ifadeleri gerçek anlamda kendi başarısızlıklarını (kendi dernek antrenörleri kast ediyorum) başkasına yüklemektir.

Tabi yerseniz.

**

Sonra geçenlerde antrenörlerle ilgili bir toplantı yaptı, Mesut Çanak hoca.

Yine özetle şu ifadelere yer vermiş konuşmasında:

“Kahramanmaraş’ın futbolunu geliştirmek için öncelikle samimi duygularla hareket etmemiz ve ön yargıları bir tarafa bırakmamız gerekir.

Eski anlayışları bir kenara bırakarak fikir alışverişini canlandıralım.

Amatörde yanlış olan şeyler dev var.

Amatörde bir gurup futbolcu var, bu futbolcular ekip halinde bir yıl Belediyespor’da, bir yıl Ferhuşspor’da, bir yıl Narlıspor’da, bu yılda Şekerobaspor’da forma giyiyorlar.

Tabi ben bu arkadaşlarımızın oynadığı futbola saygı duyuyorum.

Ancak her yıl farklı bir takıma hep birlikte transfer olmaları yanlış bir durum.

Profesyonel ve yetenekli futbolcu yetiştirmeyi bir kenara bırakalım sosyal bir insan bile yetiştiremiyoruz.

Biz son 9 yıldır Kahramanmaraş’ı temsil edecek bir futbolcu yetiştiremedik.

Bu konuları gidermemiz için de bir yerden başlamamız gerekiyor.

Kulüp başkanları varken biz ne yapabiliriz, yapılması gereken değişiklikleri onlar yapmalı dememiz gerekir.

Antrenörler olarak bizlere de bu değişim konusunda çok büyük görev düşüyor. Bizim futbolumuzun gidişatı hiç iyi değil.

Önemli olan alt yapıyı kurmak ve birkaç yıl sabretmek, birkaç yıl sonra eminim meyvelerini toplamaya başlayacaklardır.

Kendi şehrimizin takımında bile 46 numaralı formayı taşıyan futbolcu yok.

Kahramanmaraşspor’da bile bir futbolcumuz yoksa gerisini siz düşünün artık.

Bizlerin yetiştireceği insanlar futbolu sevecek, ileride belki bir kulübün başına geçecek, belki yöneticisi olacak ve bizim bir sorunumuz ortadan kalkacak.”

**

Pardon Mesut Hocam!

Bu sözlerinizin ardından sizlerden şu sorulara kamuoyu önünde yazılı olarak cevap vermenizi bekliyoruz:

1. Bahsettiğiniz o bir grup futbolcuyu her yıl bir takıma taşıyan kulüp yöneticileri mi, yoksa şampiyonluğu kendine başarı gören antrenörler mi?

2. Siz Kahramanmaraşspor’da görev yaparken alt yaş kategorisinde yer alan takımların hocaları ile kaç kez toplantı yaptınız, onlara antrenman programı verdiniz?

15 Ağustos 1991-31 Mayıs 1992, 1 Temmuz 1993-31 Mayıs 1994, 1 Şubat 2000-31 Mayıs 2000, 1 Ağustos 2000-31 Mayıs 2001 tarihleri arasında 3,5 sezon görev yaptığınız Kahramanmaraşspor’da altyapı için ne yaptınız?

3. Sizin şu anda TÜFAD Şubesi’nde yardımcılığınızı yapan Ejder Orak 11 Ağustos 1992-31 Mayıs 1993, 16 Ocak 1996-31 Mayıs 1996, 12 Ağustos 1996-31 Mayıs 1997 tarihleri arasında 2,5 sezon Kahramanmaraşspor’da görev yaptı. Altyapı için ne yaptı?

4. Şu anda sizin yönetiminizde yer alan ve yardımcılığınızı yapan hocanız Hüseyin Azgın, 12 Ağustos 1999  ile 31 Mayıs 2008 tarihleri arasında 8 kez ve toplamda 8 sezon Kahramanmaraşspor’da görev yaptı. Bu sürede alt yapıdan üst yapıya kimleri taşıdı? Kimleri kazandırdı? Kimleri yetiştirdi?

5. Genel sekreteriniz Fethi Çokkeser, 23 Ekim 1996-31 Mayıs 1998 ve 1 Eylül 2010-31 Mayıs 2011 tarihleri arasında 2,5 sezon Kahramanmaraşspor’da görev yaptı. Bu süre içerisinde alt yapı için ne yaptı? Kimleri kazandırdı? Kimleri yetiştirdi?

6. Genel sekreteriniz Fethi Çokkeser, 15 Aralık 2010 tarihinden bu yana Kahramanmaraş Belediyespor da BAL Teknik Sorumlusu olarak görev yapıyor. Şu andaki kadrosunda alt yapıdan aldığı kaç tane futbolcu var? Yetişmiş Bünyamin, Mehmet Akif, Mehmet  Doğan gibi futbolcuları çıkın da kaç tane Kahramanmaraşlı futbolcuya bu formayı giydirecek cesareti var?

7. Teşkilat sorumlusu olarak yönetiminizde yer alan Halil Yücel, 1999-2000 sezondan beri Kahramanmaraş Belediyespor’un başında yer aldı. Bu süre zarfında yani geride kalan 11 sezonda Kahramanmaraş futbolunun altyapısı için ne yaptı? Nasıl bir proje ortaya koydu?

8. Yıllardır Kahramanmaraşspor’da, Kahramanmaraş Belediyespor’da görev yapan eğitim sorumlunuz Şevket Kanadırık ortaya ne koydu? Kahramanmaraşspor’da, Kahramanmaraş’ın dışında forma giyebilecek kapasitede kaç tane futbolcu yetiştirdi.

9. Devletin imkanları ile bu işte yer alanlardan muhasibiniz Hüseyin Eralp, teşkilat sorumlunuz Ökkeş Kale gerçekten Kahramanmaraş’ın futbolunun altyapısı için ne yaptılar? Günü kurtarıp takımlarını şampiyon yaptıktan sonra sizin de bahsettiğiniz il şampiyonluğunun ötesinde ne elde ettiler.

10. Diğer yöneticileriniz İhsan Erkan, Ferhat Özdemir, Sait Akay, Tayfun Şirin, Ahmet Bayrakçı laftan başka ne ürettiler?

11. Bahsettiğiniz o bir grup futbolcuyu her yıl kulüpten kulübe taşıyan gerçekten kulüp yöneticileri mi, yoksa kulüp yöneticilerini yanlış yönlendirip ‘başkanım şunu alalım, başkanım bunu alalım’ teranası ile o futbolcuları kulüpten kulübe taşıyan antrenörler değil mi?

Gerçekten kamuoyu kadar bizler de merak ediyoruz.

Eğer bu soruları, lütfedip yazılı olarak cevaplarsanız, cevaplama zahmetinde bulunursanız bu sütunlardan yayınlarız.

Kamuoyu da sizlerin neler yaptığını öğrenir.

Hani “FUTBOLUMUZU YÖNETENLER ORTADA” diyorsunuz ya, sizlerde futbolun içinde değil misiniz?

Acaba bundan kastınız kimlerdir?

Bu sözleriniz çok anlamlı.

Haaa…

Bu arada yöneticilerinizden Salih Fidan ve Ayhan Çiftçi için bir şey yazmadık, sormadık. Çünkü onların ne yaptıklarını, futbola nasıl hizmet ettiklerini bizler kadar kamuoyu da yakından biliyor.

Keşke futbolumuzda Salih Fidan gibi, Ayhan Çiftçi gibi, Ali Kılavuz gibi, Celalettin Tekşen gibi, gibi verimli antrenörler çoğalsa.

**

Bir de şu gerçek vardır?

Kulüpler, dolayısı ile yöneticiler patronlardır.

Yani işverenlerdir!

Ama antrenörler işçilerdir.

İşgörenlerdir!

Patron parayı verir, işçi işini yapar.

Peki sizin yönetiminizde yer alan ya da size yön vermeye çalışanlar bugüne kadar hangi kulüpten ücret almadan çalışmışlardır?

Ejder Orak mı? Hüseyin Azgın mı? Fethi Çokkeser mi? Halil Yücel mi? Şevket Kanadırık mı? Diğerleri mi?

Pardon Mesut Hocam!

Siz, kulüp yöneticilerine yön vermeye çalışacağınıza önce kendinize bir yol çizseniz.

Ya da…

Bugün diplomasız olarak futbol okullarında görev yapanlara engel olsanız.

Yani kendi hakkınızı arasanız.

Ya da…

Bugün Kahramanmaraşspor’da sizden biri yok, Elbistan Belediyespor da sizden biri yok, Kahramanmaraş Belediyespor’da yardımcı Kayseri’den, direktörü Gaziantep’ten.

Ama siz bunları niye görmeyip de, başarısızlığınızı başka şekilde kamufle etmeye çalışıyorsunuz.

Futbolu yönetenler ortada derken sanırım çok büyük bir laf ediyorsunuz.

Bize göre biraz da hakaretvari.

Yani bir antrenöre dolayısı ile eğitmene yakışmayacak sözler bunlar.

Hicap duyulması gerekir.

**

“Takıma prim verilmedi” diye takımını gruplarda bırakıp dönenler…

Para olduğu yere çöreklenip, para olmadığını görünce işleri yarım bırakıp kaçanlar…

Meslektaşının yerine gelmek için ayak oyunları yapanlar…

Yöneticiye gidip ‘biz senin şu futbolcuna talibiz’ deme nezaketi göstermeden, futbolcunun beynine girip ‘burda şöyle para var, böyle para var’ diyenler…

Maç kaybettiğinde hakem odası basan eski hakem camiasından, şimdinin antrenör camiasından olanlar…

Kendi okulunun maçı olduğunda futbolcuya izin alanlar, ancak futbolcunun kulübünün maçı olduğunda ilgilenmeyen beden eğitimi öğretmenleri…

Grup maçlarına giderken Ahmet’in yerine Mehmet’i götürenler…

Başka okuldaki öğrenciyi kendi okulunda gibi gösterenler..

Daha neler neler?

Falanlar filanlar…

İnsan bazen ne yapacağını şaşırıyor.

**

Acaba Kahramanmaraş’ta futbolun gelişmesine engel olanlar gerçekten yöneticiler mi, yoksa futbolun temel taşı olan antrenörler mi?

Bence sizlere bir öneri…

Oturduğunuz koltuğu dolduramıyorsanız çekip gitmesini de bilmeniz gerekir.

Böyle futbolcuya, yöneticiye taş atacağınıza ‘Ben bu işi yapamıyorum’ deyip istifa etmeniz de bir erdemliliktir.

Öyle değil mi Mesut Hoca’m!

Pardon!

İşinize mi karışıyorum yoksa?